İstiyorum ki bu yazıyı okuduğunuzda, içinizde bir yerlerde, derinliklerinde ya da yüzeyin de ama illaki bir yerlerde küçük de olsa bir kıvılcım oluşsun. Kendinizden bir parça bulun ve tutunun size uzatılan ele. Sıkı sıkı tutun o eli. Yardım eli bu, hem de en güzelinden, Allah'tan uzanmış size. Kullarını yalnız bırakmadığını, her daim destek olduğunu, bizlerin yanında olduğunu göstermek istiyor. Bilmeyen, aciz ve cahil olan bizlere anlatmak istiyor. Allah, gel kulum her şeyi bilen ve gören ben varım, bana sığın diyor. İşinizi, derdinizi, sıkıntınızı çözmek için size göz kırpıyor aslında. Görmek lazım, anlamak lazım, düşünmek lazım derim. Kullarım neden az düşünüyorsunuz diye mucize kitabı Kuranı Kerim’de bizlere sormuş. Sizi düşünmeye davet ediyorum. Düşünün Allah’ı. O’nun aşkını, sevgi dolu olduğunu, merhametini, bağışlayıcılığını, karşılıksız veren olduğunu ve daha nicelerini.
Şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki; Rabbimiz üveysleri seviyor ve her üveysi zikretmeyen kuluna elçi olarak gönderiyor. Bir gün Üveys Veysel Karani zikrini yapan bir üveys kardeşimiz size gelip de seni rüyamda gördüm, Allah'tan sana davet var derse, hiç şaşırmayın. İlla ki rüyada görmeye de gerek yok. Şu satırları okutturan Allah, size zikir kitapçığını bir üveys kardeşimizden gönderiyorsa, bu zikri internetten ya da başka bir şekilde duyurmuşsa çok sevinin. Çok ağlayın. Ağlayın ama mutluluktan ağlayın. Bilin ki Allah sizi çok seviyor!! Sevdiğini aslında size kanıtlamak, göstermek, öğretmek istiyor. Asla geri çevirmeyin bu teklifi. Gelen elçinin dediklerine uyun. Allah'a yemin olsun ki hayatınız değişecek! Bu yemini edebilecek binlerce üveys tanıyorum hamdolsun. Gelin siz de yaşayın bu lütfu. Gelin siz de tadın bu güzellikleri. Mutluluktan kanatlanıp uçun. Bu kadar kolay mı mutlu olmak, bu kadar basit mi demeyin. Evet, bu kadar basit. Evet, bu kadar kolay. Gelin yaşayın ve görün lütfen.
Bu zikri yapmayı deneseniz ne kaybedersiniz? 3 gün, 5 gün, 1 hafta, 15 gün deneyin. Hiç mi sıkıntınız yok. Hiç mi derdiniz yok. Hasta mısınız? Sesimi duyan yok mu diyorsunuz. Psikolojiniz mi bozuk? Kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz? Bunlardan biri ya da birkaçı varsa ya da buraya yazdırılmayan her ne varsa… Bu zikri deneyin lütfen. Hiçbir şey kaybetmezsiniz ancak çok şey kazanırsınız. Her şey sizin gayretinize bağlı. Sabah akşam 15'er dakikalık gün içinde toplam yarım saat Allah'ı anmakla yapılan bu zikir sayesinde nefsiniz deprem yiyerek çatırdayacak inşallah. Darbeyi alan nefs sizin zikirdeki ısrarınıza dayanamayacak ve en sonunda etkisiz hale gelecek. O size değil, siz ona hükmedeceksiniz vakti geldiğinde. Büyük savaşa var mısınız? Büyük savaş dediğimiz “Nefs savaşı”. Hazırım dayanırım diyorsanız çıkın meydanlara. Zikre başladığınızda Rabbimiz size ilk olarak huzur verecek. Kendinizi mutlu ve huzurlu hisseder, herkese gül uzatırsınız. Zikirde ilerledikçe, maddi ya da manevi her ne rahatsızlığınız varsa mutlaka alınır. Nereden biliyorsun derseniz, biz üveysler buna şahidiz. Çıkacağınız yolculuğu gül bahçesi olarak düşünün lütfen. Gülün dikenleri elbet olacak. “Bizim yolumuz dikenlidir, ayağını seven gelmesin.” demiş Abdülkadir Geylani hz. Allah ondan razı olsun. Ayağınızı seviyorsanız çıkmayın bu yola. Yeri gelecek haksızlığa sabredeceksiniz, yeri gelecek susacaksınız. Hatta bazen evladınıza dahi katlanamayacaksınız. Ancak şunu fark edeceksiniz. Zikirden önceki ve sonraki haliniz arasında dağlar kadar fark var. Olaylara bakış açınız değişmiş, sabrınız, tahammülünüz, idrakiniz artmış, olaylara herkesin baktığı açıdan değil, daha üst pencereden baktığınızı ve görebildiğinizi fark edeceksiniz. En güzeli de kendinizi tanımaya başlayacaksınız. Kendi derinliklerinize ineceksiniz. Ama bilin ki bunları tek başınıza yapmayacaksınız. Hikmet Allah'tan, himmet O Alem dediğimiz Rabbimizin sevgili kullarından. Siz hele niyet edin ve çıkın yola. Yaşayın ve görün o dikenli yollar nasıl aşılır, engeller nasıl geçilirmiş. Yardım ilk elden gelir. Vekil (yardımcı) olarak Allah bize yeter!
YAZARLAR
Yayınlanma: 21 Şubat 2020 - 10:40
Deneseniz ne kaybedersiniz?
İstiyorum ki bu yazıyı okuduğunuzda, içinizde bir yerlerde, derinliklerinde ya da yüzeyin de ama illaki bir yerlerde küçük de olsa bir kıvılcım oluşsun
YAZARLAR
21 Şubat 2020 - 10:40
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir