“ Tanrım;
Bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmem için sükunet,
Değiştirebileceğim şeyleri değiştirebilmem için cesaret,
Ve aradaki farkı anlayabilmem için bilgelik ver.”
-------
Bir önceki yazımın devamı olarak ilk yasa olan "esneklik yasası" ile başlıyorum evrensel yasaları açıklamaya. Dilim döndüğünce, anlatabildiğimce...
Yukarıdaki söz tam anlamıyla "esneklik yasası" ile ilgili. Anonim ve her yerde sıkça gördüğümüz (internetten araştırdığım bir siteye göre Hitit tabletlerinden) bu söz yasayı çok güzel özetlemiş. Ancak sözü yazması kolay uygulaması zor! Sükunet, cesaret ve bilgelik üzerine vurgu yapılmış. Bu özellikleri hal durumuna geçirebilmek zamana ve tekamüle bağlı tabi. Bilinç seviyemiz yavaş yavaş yükselir, farkındalık artar, algılar açılır... Bu noktaya gelebilmek asırlarımızı alır. İşte yaşadığımız bütün olaylar, yaşamlar, karşılaşmalar, farkındalıklar hep tekamül etmemiz için bir basamak, diğer tabiriyle de sınavlarımız. Basamakları sırayla çıkmak zorundayız, herhangi bir basamağı es geçip bir üstüne çıkamıyoruz. Sadece bazı basamakları daha çabuk geçiyor bazılarında daha çok zaman kaybediyoruz.
Dan Millman'ın "Hayatınızın Amacı" adlı kitabında yasayı şu şekilde açıklıyor: "Esneklik; yaşanan an’a katı bir biçimde direnmek yerine, onu pragmatik (yararcı) bir biçimde kabullenmeyi içerir. Bu hoşlanmadığımız birşeye katlanmamız, haksızlığı görmezden gelmemiz ya da kurban edilmemize izin vermemiz anlamına gelmez. Esneklik, uyanık ve genişleyici bir farkındalık hali gerektirir; o sadece akışa uymayı değil, benimsemeyi ve yapıcı bir biçimde kullanmayı gerektirir. Bu yasayı uygulamakta ustalaşarak, engelleri ilerleme vasıtalarına ve sorunları da fırsatlara dönüştürürüz.
Her durumun ruhumuzu güçlendirmek için fırsat sunduğunu anlayabiliriz. Gerilim; zihin durumlara, duygulara, insanlara direndiğinde meydana gelir. Esneklik; bir yandan öğrenip gelişirken ve önümüzde olanı etkili biçimde ele alırken diğer yandan kendimizi, insanları, durumları koşulsuz kabullenmemiz anlamına gelir. Koşullara uyabilmek anlamına gelir. Su gibi kabımızın şeklini alırız. İniş-çıkışlardan uzak durmak, kaçmak, direnmek yerine onları deneyimlemeye açık oluruz."
Yasa bize olaylar, kişiler karşısında direnmemeyi, gerektiği kadar esnemeyi, hoşgörü ve sevgiyle koşulları/kişileri kabullenmeyi ve rahatsızlık veren durumu zihnimizde ya da hayatımızda dönüştürebilmeyi anlatıyor.
Biraz karmaşık geldiyse kendi hayatımdan örnek vermek istiyorum. Senelerdir hayatımda olan ama aslında hayatımda olmasını istemediğim insanlar var. Hayatımdan çıkarmak için özellikle çaba sarf ettiğim (direndiğim) dönemlerde olaylar öyle karmaşık bir hal aldı ki, o insanlar daha çok hayatımın içinde olmaya ve işler daha çok karışmaya başladı. Direndiğim şey güçlenerek geri geldi! Sonra direndiğimi ve hayatımdan çıkarmak için çok çaba sarf ettiğimi fark ettim ve şöyle düşünmeye başladım. "Eğer hayatımdan çıkaramıyorsam bunun bir sebebi olmalı ve demek ki hayatımda olmalılar. Bu durumu hoşgörüyle kabullenmeliyim ve hayatın akışına uyum sağlamalıyım" Bu şekilde düşünmeye başladığımda ve direnmeyi bıraktığımda enerji yumuşadı ve o insanların varlığından rahatsız olmamaya başladım. Ne de olsa bana bir farkındalık kazandırmışlardı ve hayatımdalarsa "öyle olması gerektiği için" hayatımdalardı. Eee... Peki sonra mı? Hala hayatımdalar :)) ama sadece hayatımın bir köşesindeler ve rahatsız olmuyorum artık. Biliyorum ki gitmeleri gerektiğinde giderler, kalmaları gerekiyorsa kalırlar... Çünkü hayatımda olmalarının bir sebebi vardır ve her zaman söylediğim gibi "ben hayata güvenirim" ;) Emel Uğur Kırıcı
Bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmem için sükunet,
Değiştirebileceğim şeyleri değiştirebilmem için cesaret,
Ve aradaki farkı anlayabilmem için bilgelik ver.”
-------
Bir önceki yazımın devamı olarak ilk yasa olan "esneklik yasası" ile başlıyorum evrensel yasaları açıklamaya. Dilim döndüğünce, anlatabildiğimce...
Yukarıdaki söz tam anlamıyla "esneklik yasası" ile ilgili. Anonim ve her yerde sıkça gördüğümüz (internetten araştırdığım bir siteye göre Hitit tabletlerinden) bu söz yasayı çok güzel özetlemiş. Ancak sözü yazması kolay uygulaması zor! Sükunet, cesaret ve bilgelik üzerine vurgu yapılmış. Bu özellikleri hal durumuna geçirebilmek zamana ve tekamüle bağlı tabi. Bilinç seviyemiz yavaş yavaş yükselir, farkındalık artar, algılar açılır... Bu noktaya gelebilmek asırlarımızı alır. İşte yaşadığımız bütün olaylar, yaşamlar, karşılaşmalar, farkındalıklar hep tekamül etmemiz için bir basamak, diğer tabiriyle de sınavlarımız. Basamakları sırayla çıkmak zorundayız, herhangi bir basamağı es geçip bir üstüne çıkamıyoruz. Sadece bazı basamakları daha çabuk geçiyor bazılarında daha çok zaman kaybediyoruz.
Dan Millman'ın "Hayatınızın Amacı" adlı kitabında yasayı şu şekilde açıklıyor: "Esneklik; yaşanan an’a katı bir biçimde direnmek yerine, onu pragmatik (yararcı) bir biçimde kabullenmeyi içerir. Bu hoşlanmadığımız birşeye katlanmamız, haksızlığı görmezden gelmemiz ya da kurban edilmemize izin vermemiz anlamına gelmez. Esneklik, uyanık ve genişleyici bir farkındalık hali gerektirir; o sadece akışa uymayı değil, benimsemeyi ve yapıcı bir biçimde kullanmayı gerektirir. Bu yasayı uygulamakta ustalaşarak, engelleri ilerleme vasıtalarına ve sorunları da fırsatlara dönüştürürüz.
Her durumun ruhumuzu güçlendirmek için fırsat sunduğunu anlayabiliriz. Gerilim; zihin durumlara, duygulara, insanlara direndiğinde meydana gelir. Esneklik; bir yandan öğrenip gelişirken ve önümüzde olanı etkili biçimde ele alırken diğer yandan kendimizi, insanları, durumları koşulsuz kabullenmemiz anlamına gelir. Koşullara uyabilmek anlamına gelir. Su gibi kabımızın şeklini alırız. İniş-çıkışlardan uzak durmak, kaçmak, direnmek yerine onları deneyimlemeye açık oluruz."
Yasa bize olaylar, kişiler karşısında direnmemeyi, gerektiği kadar esnemeyi, hoşgörü ve sevgiyle koşulları/kişileri kabullenmeyi ve rahatsızlık veren durumu zihnimizde ya da hayatımızda dönüştürebilmeyi anlatıyor.
Biraz karmaşık geldiyse kendi hayatımdan örnek vermek istiyorum. Senelerdir hayatımda olan ama aslında hayatımda olmasını istemediğim insanlar var. Hayatımdan çıkarmak için özellikle çaba sarf ettiğim (direndiğim) dönemlerde olaylar öyle karmaşık bir hal aldı ki, o insanlar daha çok hayatımın içinde olmaya ve işler daha çok karışmaya başladı. Direndiğim şey güçlenerek geri geldi! Sonra direndiğimi ve hayatımdan çıkarmak için çok çaba sarf ettiğimi fark ettim ve şöyle düşünmeye başladım. "Eğer hayatımdan çıkaramıyorsam bunun bir sebebi olmalı ve demek ki hayatımda olmalılar. Bu durumu hoşgörüyle kabullenmeliyim ve hayatın akışına uyum sağlamalıyım" Bu şekilde düşünmeye başladığımda ve direnmeyi bıraktığımda enerji yumuşadı ve o insanların varlığından rahatsız olmamaya başladım. Ne de olsa bana bir farkındalık kazandırmışlardı ve hayatımdalarsa "öyle olması gerektiği için" hayatımdalardı. Eee... Peki sonra mı? Hala hayatımdalar :)) ama sadece hayatımın bir köşesindeler ve rahatsız olmuyorum artık. Biliyorum ki gitmeleri gerektiğinde giderler, kalmaları gerekiyorsa kalırlar... Çünkü hayatımda olmalarının bir sebebi vardır ve her zaman söylediğim gibi "ben hayata güvenirim" ;) Emel Uğur Kırıcı