Farkında mısınız?

Bu yılı farkındalık yılı ilan etmiştim ve bir dizi farkındalık yazısı yazmıştım. Biraz ara verdiğimi hissettim ve yine bir farkındalık yazısı ile konuya devam edeyim istedim. Çünkü dertler bitmiyor, ABD ile saçma sapan bir yarışa kalktık üretim seviyemizi sıfıra indirdiğimiz anda ve artık en ufak bir meselenin bile farkında değiliz. Hani Aziz NESİN demişti ya; “Türk Milletinin yüzde sekseni aptaldır” diye. Ben diyorum ki koca usta az bile demiş. Hani insanın içinden yüzde yüz diyesi geliyor ama tanıdığım birkaç insan bozuyor muhasebeyi…
Dünya ABD denen iğrenç ülkenin kukla insanları tarafından yönetiliyor. Yani o kuklalar da bir üst tarafından yönlendiriliyor. O üstler kim peki? Nasıl cevaplayabiliriz bunu? Cevap basit ama nasıl algılanır ki?
Dünyamız uzun yıllar önce başka gezegenden gelen medeniyetlerin madencilik faaliyetlerine alet olmuştu diyerek başlayalım bakalım konuya. Evet, tam 450.000 yıl önceden bahsediyorum, daha önce de yazdığım gibi. Ateşli halklar, NEFİLİMLER ya da ANUNAKİLER ve İGİGİLER… Dünyada ki işleri 430.000 yıl sürdü ve gitmeleri bir 13.000 yıl daha aldı. Peki ama gittiler mi? Konuya yakın olanlar bilirler, gitmediler. AGARTHA’da yaşamlarına devam ediyorlar. Dünyaya ayar veriyorlar. Hem de ikinci dünya savaşından beri. Nasıl mı? Onu da yazdım birkaç kez ama yine de yazacağım. Almanlar, evet evet Almanlar. Daha önce gitmişlerdi Amazon ormanlarına ve orada yerlilerden kaçarlarken AGARTHA’ya ulaşmışlardı. Almanlar oraya aslında bir koloni kurmak için gitmişlerdi ama işte… Yerliler peşlerinden gidememişlerdi çünkü Almanların girdiği mağaradan çıkan uçan arabalardan çok korkuyorlardı. Sene mi? 16.yüzyıl işte, biraz eski yani. Neyse, 1.Dünya Savaşı esnasında bu Almanları bulmak için çok çaba harcadı Alman Hükümeti ve başardı da. Onlarla birlikte Almanlar ağır sanayi ve ağır silah hamlesi yaparak dünyaya kafa tutmuşları falan filan işte… Sıkıcı değil mi? Hem de yalan filan yani ben kafayı sıyırmışım. Kitaplar dolusu fasarya ile kafanız dolu, o kafaya ben nasıl farkındalık yaratayım… Yok yok öyle değil, bu yıl yiycem beyninizi. Benden kolay kolay kurtuluş yok. Hem, kurtulup ne yapacaksınız ki benden, biraz farkında olun etrafınızın, değil mi canım.
Şu anda gökyüzünde bu AGARTHA’da yaşayanlardan daha başka yaşam formları yer almakta. Uzay gemileri uzun zamandır dünya yörüngesinde ve bizleri etki altına almış durumdalar. Para denilen bir garip alet ile yarattıkları ekonominin içerisinde hepimizin hayatlarını doğduğumuz anda köleleştiriyorlar. Başımıza musallat ettikleri icat yöneticilerle de kanımızı emiyorlar. Coğrafyalar içerisinde yaptıkları düzenlemelerle de hayatlarımıza şekil veriyorlar. Niye mi? Çünkü onlar için bizler birer hayat piliyiz. Bizlerin bu hayatta öğretilmiş çaresizliği yaşaması onlar için hayat pınarının çalışması demek. Hepimizi din adı altında sınıflara ayırıp yönetiyorlar. Hiçbirimiz din konusunun coğrafi bir mesele olduğunu anlayamıyoruz. Ya bu coğrafyada doğmasaydım, ne olurdu demeden, körü körüne öğretilmiş çaresizliği yaşıyoruz.
Az kaldı, yakında uzay gemilerini ve bu uzaylı dediğimiz değişik yaşam formunu tanıyacağız. Benim derdim, daha öncesinde bunu kabullenerek farkına varalım. Dünya fark etti, sıra bizde.