Asya mutfağında yıllardır kullanılan Gheeyağı, son beş yılda ülkemizde de bilinirlik sağladı. Sadeyağ olarak da bilinen ghee yağı; tereyağının sadeleştirilmesi ile elde edilen berrak renkte bir yağdır. Sadeyağ sıcak havalarda tereyağının bozulmasını önlemek amacıyla ortaya çıkmıştır.
Ghee yağı, tereyağı köpüklendirilerek hazırlanır. 1-1.5 kilo tuzsuz tereyağı tencerede çok kısık ateşte köpüklendirilir. Bu işlem esnasında yağı yakmamaya, sıcaklığı ani arttırmamaya özen gösterilir. Köpüklendirme işlemi 15-20 dakika sürer. Tereyağının üzerine çıkan köpükler tek tek temizlenir. En son aşamada tereyağı köpük üretmez, altın sarısı renkte bir yağ edilir ve içerisinde partikül kalmaması için ince bir tülbentten süzdürülür. Sadeyağ yapılırken süt katıları alındığından soğutma gerektirmez ve birkaç hafta boyunca oda sıcaklığında tutulabilir, soğuk ortamda tutulduğunda ise Hindistan cevizi yağı gibi yumuşak katı kıvama bürünür. Tadı tereyağı, görünüşü ise sıvı yağ gibidir.
Ghee yağı, tereyağından daha yüksek dumanlanma noktasına sahiptir. Bu da ghee yağını pişirme için kullanıma daha elverişli bir hale getirir. Ancak bu tereyağından iyi olduğunu göstermez, çünkü ghee yağı elde edilirken içerisindeki kolesterolün okside olabileceği ve bunun da kalp sağlığını ciddi düzeyde olumsuz etkileyebileceği bilinmekte. Ghee yağı laktozain toleransı olan bireyler kolaylıkla sindirilir.
Sağlığa yararlı etkileri bulunan kısa zincirli yağ asitleri süt, yoğurt, kefir ve peynirde de bulunmakta ve bir su bardak süt 4 gram doymuş yağ içerirken 1 yemek kaşığı ghee yağı 12 gram kadar doymuş yağ içermekte.
Sağlık yararları kanıtlanmış olan zeytinyağın mutfağınızdaki temel yağ olmasını isterim. Ayrıca tereyağı veya ghee yağının içerdiği bütirat, konjugelinoleik asit, A vitamini gibi yararlı besin öğelerini süt grubundaki diğer besinlerle de sağlayabileceğinizi unutmayın.
Ghee yağının daha konsantre içeriğe sahip olması nedeniyle A vitamini içeriği daha yüksektir. Bunun yanında konjugelinoleik asidi ve kısa zincirli yağ asitlerinden bütiratı içermesi nedeniyle inflamasyonu önleyici olabilir. Anti-inflamatuar etkinin oluşması , çeşitli mevsiminde sebze ve meyveleri içeren, zeytinyağı kullanılan, haftada en az iki kez balığın ve baklagillerin, glisemik indeksi düşük tahılların kullanıldığı bir beslenme modeli ile de mümkündür. Böyle bir beslenmede süt, peynir, yoğurt, ıspanak, maydanoz, pırasa, mercimek, havuç, kavun, bezelye ve daha birçok sebze, meyve zaten bol miktarda A vitamini içeriği ile günlük ihtiyacı karşılamaya yeterlidir.
YAZARLAR
09 Aralık 2021 - 09:55
Ghee yağını biliyor musunuz?
Asya mutfağında yıllardır kullanılan Gheeyağı, son beş yılda ülkemizde de bilinirlik sağladı
YAZARLAR
09 Aralık 2021 - 09:55
İlginizi Çekebilir