Evrende var olan canlılar: insanlar, bitkiler ve hayvanlar.Bu üç tür evrenin bir parçasıdır ve birinden birinin olmaması yaşam döngüsünün yıkımına neden olur. Peki, evren her daim bizleribir arada tutuyor iken, biz insanlar neden sürekli diğerlerini yok etmeye çalışıyoruz…
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) tarafından geçen yıl açıklanan raporlara göre, Türkiye’de yalnızca beş ay içerisinde hayvanlara yönelik en az 8.315.234 yaşam hakkı ihlali, 144 işkence, 155 terk etme ve 1 cinsel şiddet vakası yaşanmıştır.Sizlere yıl içerisindegerçekleşen, hayvanların maruz bırakıldığı şiddet ve istismar haberlerinden birkaçını aktaracağım.18.06.2018 tarihinde Kocaeli’nde sokakta yaşayan köpeğin göğsüne demir sapladığı iddia edilen zanlı gözaltına alındı.
05.07.2018 tarihinde Bodrum’da zehirli yiyecek verilerek öldürülen 4 köpek çöp konteynerinde bulundu.
24.07.2018 tarihinde Kars’ın Arpaçay ilçesinde iki eşeğin başına bez geçirip sopalı şiddet uygulayan V.Ç jandarma ekiplerince yakalandı.
24.08.2018 tarihinde Ankara Çankaya ilçesinde 81 yaşındaki Mustafa Z. okulun arkasındaki boş arazide köpeğe tecavüz ederken yakalandı. “ Şeytana uydum karı yok” açıklaması ile pes ettirmiştir.Özellikle son habere benzeyen bir vakada, zanlının evine gidilmiş ve neden eşeğe tecavüz ettiği sorularak bir video çekilmiş ve internet ortamında paylaşılmıştır. Zanlı, videoda sorulara gülerek, ciddiye almayarak cevaplar vermiş ve kendisinin şeytana uyduğunu yoksa asla böyle şeyler yapmayacağını vurgulamıştır. İnsan burada istemsizce durup düşünüyor, bizler neden en küçük hatamızda bile şeytanı karıştırırız ki… Oysa her insanın içerisinde iyilik ve kötülükvar ve bunların hangisini davranışlarımıza yansıtacağımıza karar verende sadece biziz. Hayvanların maruz bırakıldığı şiddet ve istismar türleri oldukça fazla ve bu bilgilere internet ortamında ulaşabilirsiniz. Ancak, tüm bu haberlerin sonlarında zanlıların belli bir para cezası ödeyerek ya da sorgulandıktan hemen sonra serbest bırakıldığını da göreceksiniz.
5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanların şiddete ya da istismara maruz bırakıldıklarında yaptırım olarak genellikle para cezasınıkapsamaktadır. Yasanın değişmesi için birçok aktivist ve sivil toplum kuruluşları mücadele etmekte. Birçok aktivist, anayasada bulunan para yaptırımının daha ağır bir cezaya dönüştürüldüğü takdirde önemli bir adım atılacağını vurgulamaktadır.Maalesef ki, ülkemizde bulunan çoğu dernek ya da sivil toplum kuruluşları da tam olarak işlevlerine yerine getirememekte... Eğer, hayvanların haklarını ihlali ile ilgilenen oluşumlar denetlenirse suçların engellenmesine önemli derecede katkıda bulunulacaktır.Peki, bizler neler yapabiliriz? Hayvanları korumak ve her türlü şiddeti, istismarı engellemek için ilk olarak çocuklarımıza, hayvanlarında bizler gibi bir canlı olduğunu öğretmeli ve onların da ne kadar sevgiye ihtiyacı oluğunu göstermeliyiz. Sokaklarda yaşayan hayvanlar için, evimizin ya da iş yerimizin yakınına bir kap su bırakmayı alışkanlık haline getirmeli ve çocuklarımıza da hayvanları korumanın, bakmanın insani bir davranış olduğu öğretilmeli. Aynı zamanda, şiddete uğrayan bir hayvan görüldüğü takdirde İl ve Çevre Müdürlüğü’ne mutlaka şikâyet etmeliyiz. Bizler, bu ülkenin vatandaşları olarak ülkemizin ilerlemesinden sorumluyuz. Bu nedenle, ilk olarak bu tür suçlara karşı tepki göstermeli, kendimizi geliştirmeli ve gerekli önlemleri almalıyız. Hayvanların maruz bırakıldığı şiddet sadece bir başlangıç, zanlı ilk olarak kendine korumasız olan hayvanı seçer. Daha sonra ise karşıdaki kişi kadın ya da bir çocuk olabilir… Şiddet ve istismarın her türünden korunmak içinmücadele etmeyi öğrenmeliyiz. Peki, nasıl mücadele edeceğiz? İlk adım olarak, sevgiyle bakmayı öğrenmeli/öğretmeli ve çocuklarımıza sevgiyi aşılamalıyız. Güzel bir gelecek için, insani duygularımızı yitirmemeliyiz.
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) tarafından geçen yıl açıklanan raporlara göre, Türkiye’de yalnızca beş ay içerisinde hayvanlara yönelik en az 8.315.234 yaşam hakkı ihlali, 144 işkence, 155 terk etme ve 1 cinsel şiddet vakası yaşanmıştır.Sizlere yıl içerisindegerçekleşen, hayvanların maruz bırakıldığı şiddet ve istismar haberlerinden birkaçını aktaracağım.18.06.2018 tarihinde Kocaeli’nde sokakta yaşayan köpeğin göğsüne demir sapladığı iddia edilen zanlı gözaltına alındı.
05.07.2018 tarihinde Bodrum’da zehirli yiyecek verilerek öldürülen 4 köpek çöp konteynerinde bulundu.
24.07.2018 tarihinde Kars’ın Arpaçay ilçesinde iki eşeğin başına bez geçirip sopalı şiddet uygulayan V.Ç jandarma ekiplerince yakalandı.
24.08.2018 tarihinde Ankara Çankaya ilçesinde 81 yaşındaki Mustafa Z. okulun arkasındaki boş arazide köpeğe tecavüz ederken yakalandı. “ Şeytana uydum karı yok” açıklaması ile pes ettirmiştir.Özellikle son habere benzeyen bir vakada, zanlının evine gidilmiş ve neden eşeğe tecavüz ettiği sorularak bir video çekilmiş ve internet ortamında paylaşılmıştır. Zanlı, videoda sorulara gülerek, ciddiye almayarak cevaplar vermiş ve kendisinin şeytana uyduğunu yoksa asla böyle şeyler yapmayacağını vurgulamıştır. İnsan burada istemsizce durup düşünüyor, bizler neden en küçük hatamızda bile şeytanı karıştırırız ki… Oysa her insanın içerisinde iyilik ve kötülükvar ve bunların hangisini davranışlarımıza yansıtacağımıza karar verende sadece biziz. Hayvanların maruz bırakıldığı şiddet ve istismar türleri oldukça fazla ve bu bilgilere internet ortamında ulaşabilirsiniz. Ancak, tüm bu haberlerin sonlarında zanlıların belli bir para cezası ödeyerek ya da sorgulandıktan hemen sonra serbest bırakıldığını da göreceksiniz.
5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanların şiddete ya da istismara maruz bırakıldıklarında yaptırım olarak genellikle para cezasınıkapsamaktadır. Yasanın değişmesi için birçok aktivist ve sivil toplum kuruluşları mücadele etmekte. Birçok aktivist, anayasada bulunan para yaptırımının daha ağır bir cezaya dönüştürüldüğü takdirde önemli bir adım atılacağını vurgulamaktadır.Maalesef ki, ülkemizde bulunan çoğu dernek ya da sivil toplum kuruluşları da tam olarak işlevlerine yerine getirememekte... Eğer, hayvanların haklarını ihlali ile ilgilenen oluşumlar denetlenirse suçların engellenmesine önemli derecede katkıda bulunulacaktır.Peki, bizler neler yapabiliriz? Hayvanları korumak ve her türlü şiddeti, istismarı engellemek için ilk olarak çocuklarımıza, hayvanlarında bizler gibi bir canlı olduğunu öğretmeli ve onların da ne kadar sevgiye ihtiyacı oluğunu göstermeliyiz. Sokaklarda yaşayan hayvanlar için, evimizin ya da iş yerimizin yakınına bir kap su bırakmayı alışkanlık haline getirmeli ve çocuklarımıza da hayvanları korumanın, bakmanın insani bir davranış olduğu öğretilmeli. Aynı zamanda, şiddete uğrayan bir hayvan görüldüğü takdirde İl ve Çevre Müdürlüğü’ne mutlaka şikâyet etmeliyiz. Bizler, bu ülkenin vatandaşları olarak ülkemizin ilerlemesinden sorumluyuz. Bu nedenle, ilk olarak bu tür suçlara karşı tepki göstermeli, kendimizi geliştirmeli ve gerekli önlemleri almalıyız. Hayvanların maruz bırakıldığı şiddet sadece bir başlangıç, zanlı ilk olarak kendine korumasız olan hayvanı seçer. Daha sonra ise karşıdaki kişi kadın ya da bir çocuk olabilir… Şiddet ve istismarın her türünden korunmak içinmücadele etmeyi öğrenmeliyiz. Peki, nasıl mücadele edeceğiz? İlk adım olarak, sevgiyle bakmayı öğrenmeli/öğretmeli ve çocuklarımıza sevgiyi aşılamalıyız. Güzel bir gelecek için, insani duygularımızı yitirmemeliyiz.