Konu güncelliğini korumaya devam ediyor. Su ve vicdan nöbetinde 12.gün de geçildi. Bir taraftan da açıklamalar hız kesmeden ardı ardına geliyor. Hollywood’un ünlü aktörleri bile açıklama yaparak kınama yayınlamaya başladılar. Konu dünya gündemine oturdu adeta.
Ak Parti Çanakkale Milletvekili Bülent TURAN duruma ilginç bir açıdan baktı ve; “Alamos Gold yetkilileri süreci daha iyi yönetebilirlerdi” dedi. Yani baktığı açıya ulaşırken aslında yanlışı görmüş ve halkın “ikna” edilebilirliğinin atlandığını söylüyor.
Alamos Gold firmasının bir CEO’su var. John McCluskey. Daha önce ABD’de katıldığı bir televizyon programında nasıl da rahat anlatmıştı ülkemizde ki çevresel etkenlere zarar verip vermediklerinin bir önemi olmadığını. Hep yatırdıkları paradan bahsetmişti. İşte o CEO bir açıklama da İngiliz Reuters ajansına yaptı. Ağaçları biz kesmedik dedi, devlet kesti ve biz sadece kesim ücretini ödedik dedi. Yapılan tüm eylemler siyasi amaçlıdır dedi. Bu CEO açıklamalarını sürekli diğer ülkelere yapıyor çünkü Türkiye zaten cepte. İstediklerini rahatça yapabildikleri bir ülkede niçin ikna seçeneğini devreye soksunlar ki? İstediklerini almış durumdalar zaten. İşte Bülent TURAN da bundan şikayetçi. Şirketin biraz Türk halkı ile kaynaşmış olmasını arzu ediyor ama olmaz tabi ki? Adamlar istediklerini elde etmişler. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş.
Aslında hepimiz bu siyanür işinden pek anlamıyoruz. Birkaç akademisyen konuyu anlatan yazılar yazdılar ama kaç kişi okudu. Bu konu aslında halkın da yönetimde katılım sağlayacağı bir denetleme komitesiyle birlikte rahatça yürütülebilirdi. Bölge insanını bilinçlendiren toplantılar yapılmalıydı sürekli olarak. Bölgenin alacağı şekil ortaya konmalı ve insanlar gelecekte ne ile karşılaşacaklarını bilmeliydiler. Şimdi ki gibi bir anda havadan çekilen fotoğraflarla şaşkınlıklar yaşanmamalıydı. Tabi ki en önemlisi, o altını devlet kendi çıkartmalı ve tüm yurttaşının refah seviyesini yukarı çekmeliydi.
Bundan sonra geriye dönüş var mı? Yok bence. Kesilen ağaçlar kesilmiş ve biz o bölgede yapılacak olan madencilik faaliyeti içerisinde kullanılacak olan siyanürü denetleyemeyeceğiz. Siyanür suya da karışacak…
Diyor ki CEO; “altı yıl içinde ağaçlanacak tekrar oralar ve orman gibi olacak”. Orman olacak diyemiyor çünkü orman sadece ağaç değildir. Bir eko sistemdi. Yaban hayatıdır orman. Yeni dikilecek ağaçlar ile tekrar o eko sistem yerine gelecek mi? Yaban hayatı aynı şekilde ortaya çıkabilecek mi? Ne gezer, kimi kandırıyorsunuz?
Neden bu kadar ucuz bizim malımız, toprağımız? Hani şehitlerimizin kanlarına saygı? Nerede kaldı Çanakkale ruhu? Hiç mi değeri yok bu vatanın bizim için? Nasıl oluyor da kaybedebiliyoruz bu denli basitçe?
Tüm bu sorulara cevap bulup, çözüm üretmedikçe yarınlara umutla bakma şansımız hiç yok ne yazık ki. Mustafa Kemal’in emaneti olan laik, demokratik cumhuriyetimizi heba etmekteyiz yaptıklarımızla. Oysa ki ATATÜRK hepimiz için yaptıklarının üzerine eklememizi bekliyordu ama yapamadık. İZİNDEYİZ ATAM derken aslında ATATÜRK’ün izinden gittiğimizi söylemeye çalışsak da tam anlamıyla izin almıştık aslında hayattan. Ne yazık ki yaşadıklarımıza bakılırsa halen daha izindeyiz, izinden bir türlü dönemedik.
YAZARLAR
08 Ağustos 2019 - 11:48
İzindeyiz Atam
Konu güncelliğini korumaya devam ediyor
YAZARLAR
08 Ağustos 2019 - 11:48
İlginizi Çekebilir