Artık neredeyse belgemiz olmadan helaya gidemeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde her ne yapacaksanız belgeniz olması gerekiyor. Emekli mesleği emlakçılık mı yapacaksınız, önce bastırıp parayı belge alacaksınız. Sultan Palamuttan kalma meslek olan şoförlük mü yapacaksınız, önce belgeler tam olacak. Evet belgeler. SR1, SR2, SR3,SR4 belgelerinden en az ikisine sahip olmanız gerekiyor. Yetmiyor, taşıyacağınız yüke bağlı olarak PSİKOTOKNİK belgesi de isteniyor. Yetmiyor, aracınız takoğraflı ise ehliyetinize ek olarak bir de digital ehliyet gerekiyor. Küçük esnaf iseniz yeterlilik belgeleri alınmak üzere sizi bekliyor. Yanınızda çırak çalıştıracaksanız ek olarak bir de usta öğretici belgesi almalısınız. Bunlara ek olarak zaten ezelden beri var olan iş yeri açma çalıştırma ruhsatı, ISO belgeleri, risk analiz raporu gibi yaptırımı belge alma aşamasında tükenip biten, uygulama da hiçbir işe yaramayan, parayı verenin düdüğü çaldığı belge esnafın kamburu durumda.
Şimdi bir facia yeterlilik belgesi daha geliyor gündeme. Bu kez hedef işletme sahipleri değil, köylü. Evetevet, bildiğiniz köylü. Ülkemizde yaklaşık yirmi bin köylümüz mevsiminde mantar toplayıcılığı yapıyor. Yine aynı gurup mevsiminde çam kozalağı topluyor. Şimdi bu ürünlerin toplanması için mesleki yeterlilik belgesi alınması şartı getiriliyor. Bu işi aslında sadece ekonomik gelir elde etmek maksadıyla değil, aynı zamanda tüketim amacıyla neredeyse ülkenin dörtte bir mevsiminde yapıyor. Kentimizde bile mantar toplayıcılığı yapmayan kaç kişi var ki? Ancak bunu yapan yüzde seksen kentli mantarı kendi tüketimi için topluyor. Tabi görünen o ki bu kanunla beraber biraz zor toplarız o mantarı artık.
İşin tuhafı, o belgeleri devlet vermiyor, hep özel firmalarda yetkiler. Yani vatandaş aslında kendisi gibi vatandaş olanlardan izin alarak yapıyor yapacağını. Bunun adı düpedüz efendilik-kölelik ilişkisidir. Kim ne derse desin. Halk eğitimden alınan bir çok sertifika artık geçersiz kaldı son çıkan kanunlarla. Bütün emlakçılar yeniden belge alma kuyruğuna girdiler mesela, hem de özel şirketlerden alacaklar bu belgeleri.
Devlet vatandaşın üzerinde kadife dokunuşlu bir el ile var olmalı. O el vatandaşa hep pozitif enerji vermeli, hep dokunuşlar güç vermeli vatandaşa. Devletin o kadife kaplı eli vatandaş karşısında parmakları birleşmiş dik bir vaziyette DUR derken görünmemeli. Vatandaş gerektiğinde canını feda edeceği devletinden şefkat ve hayatını kolaylaştıracak yardımlar görmek istiyor. Elbette toplum nizamını bozanlar o kadife kaplı elin demirden oluşan içini yumrukyiyerek hissetmeli ama bu durum tüm halka uygulanmamalı.
Sanırım konu mantar ya da çam kozalağı değil. Galiba devletin kasası boşaldı. Vatandaşın en ufak lokmasına devlet el uzatıyorsa bunun başka izahı olamaz. Yeni belge, yeni gelir demek. Araç muayene istasyonlarının tüm ülkeyi sıradan geçirmesine alıştık nasılsa, hem de özel bir firma yapıyor bunu ve gık demiyoruz. Buna da alışırız nasıl olsa. Öyle hesap ediyorlar. Yanlış da değil hani bu hesap, bu güne değin neyin karşısında durdu ki bu gariban halk. Biz o belgeyi de alır toplarız o mantarı da çam kozalağını da. Hem de belgemizle övünerek, laf yerine geldiğinde; “ben belgeliyim” diye böbürlenerek.
YAZARLAR
26 Mart 2019 - 11:22
Kadife Kaplı Demir Yumruk
Artık neredeyse belgemiz olmadan helaya gidemeyeceğiz
YAZARLAR
26 Mart 2019 - 11:22
İlginizi Çekebilir