İstanbul’dan Çanakkale’ye seyahat ediyorum. Ben de genelde otobüs firmalarının tercih ettiği Tekirdağ çıkışında ki tesiste mola vermeyi tercih ederim. Bir kahve içer, ihtiyacımı giderir ve yola tekrar koyulurum. Yine aynı şekilde o tesiste durdum, hava tıpkı rahmetli Barış Manço’nun şarkı sözlerinde ki gibi; “ayaz mı ayaz” bir durumda. Malum tesis de Tekir Dağlarının neredeyse zirvesinde ve tüm kuru soğuğu ile bizleri tabiatın korkunç gücü ile sınıyor. Bir kadıncağız, orta yaşlarda ve elinde de on yaşında var ya da yok bir erkek çocuk tutmuş oradan oraya çırpınarak koşuşuyor.
“Ne oldu? Hayırdır, derdiniz nedir?” diye sorduğumda şok oldum. İstanbul’dan Biga’ya gidiyorlar ama bindikleri otobüs moladan onları unutarak hareket etmiş ve yola koyulmuş. Firma ismi bende saklı, buradan yazmayacağım ama tabi ki Türkiye çapında köklü bir firma.
“Telefon açmadınız mı firma merkezine, size hemen yardımcı olurlar” dedim ama aldığım cevap;
“Konturum yok” şeklinde oldu. Tabi ki yardımcı olduk tesis çalışanları ve bir başka firmanın otobüsü ile ve hanımefendiyi o tesiste bırakan şoförden kendisini Keşan’da bekleyeceğine dair söz aldık. Bir başka otobüs firması ile Keşan’a ulaşıp parasını ödediği koltuğa oturdu hanımefendi ancak konu bu kadar basit değil.
Hep ülkemizde ki kadın cinayetlerinden, tacizlerden bahsediyoruz. Yeter artık diyoruz ama bizler bu konuda gerçekte ne yapıyoruz? Bunu sorgulamalıyız öncelikle. Kendimize hesap sormalıyız.
Otobüs bileti alırken TC numaranızı soruyorlar, adınızı ve soyadınızı bilete TC numaranız ve gsm numaranız ile beraber işliyorlar. Biletinizde bu bilgilerin dışında koltuk numaranız, otobüs hareket tarih ve saatiniz ile gideceğiniz istikamet ve ineceğiniz varış noktası yazıyor. Elinizde ki bilette yazan tüm bu açıklayıcı bilgiler seyahat edeceğiniz otobüs hostuna veya kaptan şoföre teslim ediliyor. Otobüs hareket etmeden önce host otobüs içerisinde elinde ki listeye göre oturanları adları ile hitap ederek kontrol ediyor ve yola çıkılıyor.
Yani demem o ki; o hanımefendinin oturduğu 8 numaralı koltuk boş ve otobüs hareket ediyor. Üstelik şoför telefonda diyor ki; “biz iki kez anons ettirdik, gelmeyince yazıhaneyi aradık ve oradan yola çıkın talimatı alarak yola çıktık” diyor. Bakar mısınız ailelerimiz, namusumuzu kimlere teslim ediyoruz. Bunca kadın cinayeti, taciz olan bir ülkede, elinde ki kayda göre bir kadının oturduğu koltuğun boş olduğunu fark ettiğin halde umursamadan direksiyon sallayacaksın. Ya o kadının başına polisiye bir vaka gelmiş olsaydı orada. O otobüs oradan hareket etmeyerek ve emniyet güçlerine kayıp ihbarı yaparak olası bir vakayı önleyemez mi? Önler elbet ama bunun yerine yani emniyet güçlerini aramak yerine “yazıhane” dediği bir işe yaramaz kişiyi arayarak yola koyuluyor. Bu düpedüz ciddi bir suçtur benim gözümde.
Toplum olarak bilinçlenmediğimiz sürece kadına yönelik şiddetin önüne geçemeyiz.
YAZARLAR
30 Aralık 2019 - 10:26
Kadına Toplum Bakışı
İstanbul’dan Çanakkale’ye seyahat ediyorum
YAZARLAR
30 Aralık 2019 - 10:26
İlginizi Çekebilir