Yüzyıllardır süre gelen toplumların belli başlı koşullarda yaşayabilmesi için toplumsal kurallara ihtiyaç duymuştur. Bu kurallar zaman içerisinde değişerek daha çok bireyi ön plana çıkartan haklara dönüşmüştür. Birleşmiş Milletler bu insan haklarının önemli bir örneğidir. Hatta BM ‘nin yürürlüğe girmesiyle bu konuda epey ilerlemeler katledilmiştir. Kadına farklı bir hak vermemekle beraber bu haklar kadın erkek eşitliğinin temelinden gelmektedir. Her ne kadar kadın haklarını daha detaylı bir şekilde ele alan uluslararası antlaşmalar bulunsa da bunlar sınırlıdır.
İkinci dünya savaşından öncesine kadar kadının toplumsal hayatta ki yeri evi kadar görülmüş, iş hayatı, eğitim hayatı, sosyal hayatı pek çok alanda kısıtlanmıştır. Son 80 yıl içerisinde kadının her alanda etkisi giderek artmış ve sınırları genişletmek için hem uluslararası hem de devletlerce çıkarılan kanunlarda yerini almıştır. Ancak yine de günümüzde kadın ve kadının üzerindeki toplumsal baskılar azalmamış hatta şiddetini değiştirerek bir yaşam savaşı haline gelmiştir. Hala her kesimden devam eden kadına şiddet ve kadın cinayetleri başlıkları altında birçok kadının öldürüldüğüne ve mağdur bırakılmasına şahit olmaktayız. Her gün başka bir kadın için ağladığımız bu günlerde kadın hakları başlığı altında mevzuatta bulunan yükümlülüklerin ne kadar yetersiz olduğu ve işe yaramadığı görülmektedir.
Verilere göre son on yılda 3 kat artan kadına şiddet ve kadın cinayetler en çok 2019 yılında 479 kadının öldürülmesiyle kayıtlara geçmiş bu veri, 2020 yılında ise 436 olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak insan haklarının temelini oluşturan kadın hakları, kadın haklarının korunmasına yönelik yürürlükte bulunan uluslararası antlaşmaların kapsamı daha da genişletilmedir. Özellikle ülkemizde giderek artan kadın cinayetleri de anlaşmaların kapsamının genişletilmesinin gerekliliğini göstermektedir.
Geçtiğimiz günlerde 25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü kutlamaları yapıldı. Peki nedir bu 25 Kasım günü?
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, kadınlarımızın sorunlarının paylaşıldığı, maruz kaldıkları kötü muamelelerin engellenebilmesi için çözüm yollarının arandığı ve tüm dünyada kadınlara uygulanan şiddete karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1999 yılında ilan edilen özel ve anlamlı bir gündür. Bugünün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde meydana gelen bir olaya dayanmaktadır.
Ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal Kardeşler adlı üç kız kardeş, Trujillo’nun: “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler” şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra boğazlanıp dövülerek vahşice öldürülmüşlerdi. Ancak Mirabel kardeşlerin öldürülmesinden sonra ertesi sabah gazetelerde bu ölümlerin bir kaza sonucu meydana geldiğini anlatan bir haber çıkarmıştı. 1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edilmiş daha sonra da 1999 yılında, BM tarafından “25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele” günü ilan edilmiştir.
Açelya EROL & Av. Ezgi ENGİN
YAZARLAR
01 Aralık 2021 - 09:54
Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü
Yüzyıllardır süre gelen toplumların belli başlı koşullarda yaşayabilmesi için toplumsal kurallara ihtiyaç duymuştur
YAZARLAR
01 Aralık 2021 - 09:54
İlginizi Çekebilir