Bursa’da bir TV kanalı sokak röportajı yapıyor ve karşısında ki Suriyeliye mikrofonu uzatıyor. Suriyeli başlıyor biz Türklere sıyırmaya ve hızını alamayıp diyor ki; “ben kafa keseceğim burada, bu şerefsizlerin kafasını keseceğim” diyor. Onun adlandırmasıyla bahis konusu yaptığı şerefsizler bizler oluyoruz ve bizlerin kafasını keseceğini söylüyor. Tabi ki etrafında röportajı dinleyen kalabalığın haklı tepkisi karşısında tabanları yağlayarak başlıyor kaçmaya.
Kendi toprakları için savaşmaktan korkanların yüreklenmesine sebep olan uygulamalarımız artık bizlerin can güvenliğini tehdit eder boyuta geldi. Bu sünepelere maaş veriyoruz devlet olarak, çocuk yardımı veriyoruz, gençlerine sınavsız bir şekilde tüm üniversitelerimizin kapılarını açıyoruz. Suç işliyorlar, yargılayamıyoruz çünkü hukuki düzenlemeler yetersiz. Gelenlerin çoğu “yezidi” yani “tavus” kuşuna tapıyorlar. Bazı sınır il ve ilçelerimizde nüfus yoğunlukları yerli halkın üzerinde.
Yaklaşan ramazan bayramında bir kez daha gördük ki, aslında bu topraklarda savaştan kaçtıkları için bulunmuyorlar. Çünkü bayram tatilini fırsat bilerek sınırı geçip geldikleri yerlere gidiyorlar ve bayram sonrası dönecekler. Bunların birçoğuna kimlik de verdik. Bir de güzel oy kullanarak ülkemizin yönetiminde rol alıyorlar. İğrenç bir kurguyu yaşatıyoruz el birliği ile güzelim laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bizlere emaneti olan eşsiz güzellikte ki ülkemize sahip çıkamadık. Kıytırık Suriyeliler vatanımızın kralı şeklinde yaşantılarını sürdürüyorlar. Yazıklar olsun bizlere. O Suriyelileri bu topraklara sokanlara gereken cevap verilemediği için yazıklar olsun bizlere.
Ceplerinde ciddi rakamlarda para olanları da var bunların. İş kuruyorlar ülkemizde. Nakit para sirkülasyonu olan iş kollarında faaliyet gösteriyorlar. İçlerinden birisi çıkıp diyor ki; “ben lokantamda Suriyeli hemşerimi çalıştırırım, yabancı işçi çalıştırmam”. Bu sözü Malatya’da söylüyor üstelik.
Doğu, Güneydoğu illerimizde tabelalar Arap alfabesi ile yazılmış durumda. İstanbul’da böyle tabelalar ile iş yapan dükkanların bulunduğu sokaklar var. Ses çıkartan yok. Adeta asimile oluyoruz, hem de daha düne kadar devlet bile olamayan Suriyelilerce.
Bu gün kafamızı kesmek isteyen deyyusların 1946 yılına kadar Fransız Mandası olduklarını kaçınız biliyor? Tam 403 yıl boyu Osmanlı toprağı olan Suriye, 1.Dünya Savaşı ile Fransa toprağı olduğunda askerlerimize uygulanan işkence ve katliama varan uygulamaları hiç duydunuz mu? Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak hakkımdan bunlara verilen hiçbir kuruşu helal etmiyorum. Ülkemizde bunca yoksul, aç ve bakıma muhtaç insan varken, birçok ilacı devlet emeklisine, çalışanına bile karşılıksız veremezken bu medeniyet yoksunlarına yardım eli uzatmak tam bir vurdumduymazlıktır. Ülkemizde ki dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 6.200,00 TL olarak öngörülmüşken yaşanan bu durumlar başka hangi kelimeyle izah edilebilir ki?
Daha önce Peşmergelere kapımızı açmıştık 80’li yıllarda Özal ile. Başımıza PKK belası çıktı. Halen uğraşıyoruz. Şimdi de bu içimizden atamadığımız Suriyeliler başımıza bela olacaklar. Gelenekleri, örfleri, inançları, kültürel yaşamları bizlere hiç uymuyor. Anlaşmak mümkün değil. Onlarca yıl ülkemize kaçakçılık yaparak darbe vuran Suriyeliler bir kez daha karşımızdalar ve artık elimizden her şeyimizi almak üzere bir kurgunun içerisinde hareket ediyorlar. Eğer biraz daha müsaade edersek onların bu davranışlarına, istediklerini yapacak güce ulaşacakları kesin zaman içerisinde.
YAZARLAR
28 Mayıs 2019 - 10:33
Kafa Kesen Suriyeli
Bursa’da bir TV kanalı sokak röportajı yapıyor ve karşısında ki Suriyeliye mikrofonu uzatıyor
YAZARLAR
28 Mayıs 2019 - 10:33
İlginizi Çekebilir