Son bir ay içerisinde yanan yolcu otobüsü sayısı dört oldu. Bu sayıya aslında yıl içinde bile ulaşmak mümkün değilken, bir ay içerisinde dört otobüs… Tabi ki sebep yine artan maliyetler ve peşi sıra gelen felaketler. Felaket diyorum çünkü Balıkesir civarında yanan otobüste canlar yitirdik.
Mazot fiyatlarının yükselmesi, yedek parça fiyatlarının yükselmesi, işçilik maliyetlerinin kat be kat artışları sonucunda yollarımız akaryakıt yerine yağ kullanan ve bakımları zamanında yapılmayan ağır vasıtalar ile doldu. Bu sayede de ülkemiz yanan otobüsler merkezi haline geldi. Hükümetten bu konuda bir açıklama var mı? Bir tedbir? “Ne oluyor bu otobüslere yahu?” diyen bir siyasi? Ne gezer. Araştırılması ve üzerine gidilmesi gereken bir konu mu otobüslerin cayır cayır yanmaları? Evet, mutlaka araştırılmalı ve yaratılan güçsüz ekonomi ile yüzleşilmeli artık. Kendi vatanında ki sorunlara bu denli uzak ve ilgisiz bir siyasi iktidar… Pes artık!
Ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Yurdumuzun her yanı adeta doğal felaketler talanı ile karşı karşıya. Talan diyorum çünkü yanan ağaçların yerine turistik tesisler dikiliyor çoğu zaman. Dini duyguları istismar eden bir siyaset ile karşı karşıyayız son yirmi yıldır. Bakıyorum da, ağaç dikmeyle ilgili göstermelik ve öylesine birkaç etkinlik dışında en ufak bir radikal karar yok siyasi iradede. Mesela, her doğan çocuk için ve her ölen birey için bir ağaç dikme zorunluluğu getirilse, yapılabilir mi? Mesela, her orman yangınından sonra bölge acilen temizlense ve yeni fidanlar hatta hatta yetişmiş ağaçlar bölgeye nakledilse ve dikilse, nasıl olur? Orman yangınına sebebiyet verme ile katil olma arasında bir fark olmasa yasalar önünde, cezalar caydırıcı değil, ürkütücü olsa… Ormanda ateş yakmak, koruluklarda mangal partileri düzenlemek yasaklansa.
Bu mangal işi zaten en berbat olanı. Böyle bir zevk olur mu? Ülke toprağının geleceğini tehdit ederek yemek yeme durumu. Bu nasıl bir zevk, nasıl bir eğlence. Bir de belediyeler var ki, evlere şenlik. Koruluklara mangal ocakları yaparak vatandaşa hizmet ediyorlar akılları sıra. Yahu o görüntüler eşliğinde büyütmeyelim çocuklarımızı, ağaç altında ateş yakmak gibi bir geri zekalı uygulamayı görmesin genç beyinler. Öldünüz mü açlıktan, doğada yaşamak zorundasınız da, mecburen avlanıp av hayvanını ormanda yaktığınız kamp ateşiyle pişiriyorsunuz sanki. Düpedüz kasaptan alınan bilimum et ve türevini modern mangallarda pişirip sinek böcek eşliğinde tüketiyorsunuz. Etmeyin da…
Tatlı su kurnazlığına gerek yok, resmen bu ülkeyi tüketiyoruz. Hem de el birliği ile… Bakın; Kaz Dağları madencilerin yoğun lobi faaliyetleri sonucu tükenme noktasına geldi. Eylemler ardı ardına yapılıyor. Etkili oldu mu? Ne gezer. Kaale alan yok eylemcileri. Şirketin CEO’su yurt dışında katıldığı televizyon programlarında işlerin prosedüre uygun yürüdüğünü anlatmaya çalışıyor. Ama bizim televizyonlarımızda bize anlatmaya çalışmıyor, diğer ülkelerde aklanmaya çalışıyor. Çünkü, biz zaten elde edilmişiz, zaten iş bitmiş burada, yapmışlar yapacaklarını ve dahası da neyse, onu da yapacaklar. Sorun yok yani Türkiye ile ilgili, biz çantada kekliğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bölgeyi ziyaret edeceğini söyledi geçtiğimiz günlerde ama tarih belli değil. Bunu söylediği gün İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener bölgeye ziyaret gerçekleştiriyordu. Yani siyasi karşılık söz söyleyerek verilmiş oldu, hoş Sayın Cumhurbaşkanı bölgeye gelse ne olacak ki? Durdurun bu faaliyeti, iptal ediyorum çalışma ruhsatınızı diyebilecek mi? Ben ihtimal dahi vermiyorum. O halde ne diyecek çevreci eylemlere, “yalan bunlar” mı diyecek? “Olmamış burada sizin söyledikleriniz” mi diyecek? Ne diyecek? En iyisi, bölgeye hiç gelmeyecek ve bir süre sonra kış gelecek, çevreciler dağılacak ve konu kapanacak.
Sorunlar artık böyle çözülüyor ülkemizde. “Bakma p yöne, bir süre sonra unutulur nasıl olsa” mantığı ile sorunların yok sayılması devlet teamülü oldu ülkemiz siyasetinde.
YAZARLAR
16 Ağustos 2019 - 10:23
Pes Artık
Son bir ay içerisinde yanan yolcu otobüsü sayısı dört oldu
YAZARLAR
16 Ağustos 2019 - 10:23