“Şimdi ben alıp başını giden mavi bulutun muyum?” derken Behçet Necatigil kime, neyi sormuştu bilinmez ama güz aylarında durup dururken akla gelen mısra, yazılmayı da hak ediyordur kanımca.
Güz ayları yalnız şairlere değil ressamlara da iyi işler çıkarttırmış. Chagall’ın dışavurumcu, lekesel resimlerini düşünüyorum şu sıra. İstediğini ifade etmek için çocuklaşmış, naifleşmiş gibidir. İkinci yenilerden Cemal Süreya’nın bir şiirini, Chagall’ın “köy ve ben” resmini gördükten sonra yazdığı söylenir. Sanırım sanatçıları etkileyen sonbahar renklerinin çeşitliliğinin yanında, doğanın kendini yenilemek üzere inzivaya çekildiği hüzünlü boşluktur. Boşluk dediysem elbette boş değil. “Boşluk boş değildir, orada boşluk vardır.” derdi bir hocam, kulakları çınlasın. Boşluk hakikaten gerekli. Bir şeyleri hem idrak etmek hem de azaltabilmek için, soluk almak için, rafine olanı yakalamak için. Zevk geliştikçe soyutlaşır ve rafineleşirmiş. Kimin tarafından dendiğine pek emin olmadığım, geçtiğimiz günlerde bir youtube kanalında duyduğum bir değişi pek beğendim. Yeri gelmişken paylaşmak isterim. Bir yazar arkadaşına şöyle yazar: “Sana uzun uzun yazdım, vaktim olsaydı daha kısa yazmak isterdim. Kusuruma bakma.” Bu özlü deyişlerin, rafine ve ters köşe anlayışların müptelasıyım. Her şey o kadar çok ki bir şeyleri azaltmanın kıymetini biliyorum bu yüzden. Yaklaşık 3.5 milyar yıldır DNA’mıza nüfuz eden miras, bize yazılı bilgi bırakalı çok olmamış. Çünkü yazı daha geç keşfedilmiş. Hoş, hepsini okuyup idrak etmenin pek olanağı da yok. Bunu neden söyledim? Mirasın önemini vurgulamak için. Zira faydalanmak önemli. Ben faydalanmaya çalışıyorum elimden geldiğince. Ama faydalanmakla aşırmak ayrı şeyler. Bunun ayrımına varılmalı. Herkes gibi ben de internetten, güvenilir kaynaklardan faydalanmaya çalışıyorum. Ama kaynak göstermeden faydalanmak, bir nevi çalmak olacağından bilginin menşeini belirtmek gerekli.
Geçtiğimiz haftaki yazımda Mirgün Cabas’ın “bize yalan söylediler” diye paylaşımlar yaptığı youtube kanalından faydalandım. Kendisi usta bir televizyoncu olduğundan medya ile alakalı olaylara neresinden nasıl bakılacağını ziyadesiyle biliyor. Ben de dışımda olan konu hakkında yazarken onun videolarından faydalandım. “Bize yalan söylediler” diye paylaştığı videolarında her haberin gerçek yüzünün nasıl fark edileceğinin sırlarını veriyor ki şeffaf ve dürüst olunabilsin. Tavsiye ediyorum mutlaka takip edin. Şeffaflığı ve doğru olanı fark edebilmeniz temennisiyle hoşça kalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 30 Kasım 2019 - 11:00
Rafine Miras Paylaşımı
“Şimdi ben alıp başını giden mavi bulutun muyum?” derken Behçet Necatigil kime, neyi sormuştu bilinmez ama güz aylarında durup dururken akla gelen mısra, yazılmayı da hak ediyordur kanımca
YAZARLAR
30 Kasım 2019 - 11:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir