73 bin 139 eser Truva’dan kaçırılmış. Tarihi kaçırmak söz konusu bile olamayacağına göre tarihi eserleri kaçırmak insanın başlıca konusu. Yani düpedüz hırsızlık. Hem de bu hırsızlığı yapanlar kocaman Avrupa ülkeleri. Hani medeniyetin beşiğinde ki Avrupalılar. Bir de utanmadan kurdukları müzelerde sergiliyorlar hırsızlıklarını.
Ülkemde bir çok müze gezdim ama bu toprakların dışında bulunup da bizim müzelerimizden birinde sergilenen hiç tarihi eser görmedim. Ya da ne bileyim, tarihi eser kaçakçılığı ile ilgili bir haber gördüğümde hiç aklıma bizim vatandaşlarımızın yurt dışından tarihi bir eseri ülkemize kaçırdıkları gelmiyor. Hep bizden gidiyor.
Ülkemiz coğrafyası aslında pek bilinmese de Avrupa’nın da göbeği. Şöyle ki; İstanbul Roma’nın başkenti iken, Avrupa diye anılan bölge de aslında Ege bölgesi ve Yunanistan’ın ege kıyıları. Bu gün Avrupa dediğimiz bölgenin adı ise Christandome. Yani demem o ki; zaten tüm tarih bu coğrafyada olmuş. Adamlar iyi biliyorlar neyi nerede arayacaklarını ve geleceğin geçmişte gizli olduğunu.
HeinrichSchliemann Osmanlı topraklarında Truva’yı bulduğunda Osmanlı için hiçbir önemi yoktu. Çünkü Osmanlı için geçmiş denilen şey geçmiş ve gitmişti. Zamanı yaşıyordu Osmanlı, gelecekle de bir ilgisi yoktu. Avrupalı Osmanlı’ya Ottoman derken hiç Osmanlı düşünmedi geçmişte ki isim Ataman mıydı yoksa Osman mıydı diye. Çünkü Arap ulemaları değiştirmişti zaten koca Ataman beyin adını İslam’a uygun değil diye.
Atasının adını koruyamayan bir toplum, toprağın altını nasıl korusun.
Dün 19 Mayıs 1919 tarihinin 100.yıl dönümünü kutladık. Türk’ün esaretten kurtuluş mücadelesinin başladığı 100.yıl. Buna sahip çıkabildik mi? Bu yıl Samsun’a çıkışın 100.yılı ilan edildi mi? Ne gezer. Bu yıl trafikte yaya önceliği yılı. Tarihimizle bir kez daha alay ettiler. Bir kez daha Mustafa Kemal yok sayıldı. Yazıklar olsun bunu yapanlara, Arap kültürünü bizlere dayatmaya kalkanlara yazıklar olsun. Türk olmak üzerlerine ağır geldi bir kez daha. Zihniyet aynı zihniyet. O gün Truva’ya sahip çıkamayanlar bu gün de geçmişlerine sahip çıkamıyorlar. Eserlerin yurda dönüşünü sağlayacak girişimler var mı bilmiyorum ama olsa iyi olur. Daha önce ki hükümetler kısa süreli koalisyon hükümetleri oldukları için bu tür konulara sıra gelmiyordu ama on sekiz yıldır ülkeyi yöneten tek başına bir iktidar için bu konularda girişimde bulunmuş olmak gerekiyor. Eğer varsa bu girişimler ortaya konmalı ve kamu vicdanı rahatlatılmalı.
Dün 19 Mayıs 1919 tarihinin 100.yıl dönümünü kutladık. Türk’ün esaretten kurtuluş mücadelesinin başladığı 100.yıl. Buna sahip çıkabildik mi? Bu yıl Samsun’a çıkışın 100.yılı ilan edildi mi? Ne gezer. Bu yıl trafikte yaya önceliği yılı. Tarihimizle bir kez daha alay ettiler. Bir kez daha Mustafa Kemal yok sayıldı. Yazıklar olsun bunu yapanlara, Arap kültürünü bizlere dayatmaya kalkanlara yazıklar olsun. Türk olmak üzerlerine ağır geldi bir kez daha. Zihniyet aynı zihniyet. O gün Truva’ya sahip çıkamayanlar bu gün de geçmişlerine sahip çıkamıyorlar. Eserlerin yurda dönüşünü sağlayacak girişimler var mı bilmiyorum ama olsa iyi olur. Daha önce ki hükümetler kısa süreli koalisyon hükümetleri oldukları için bu tür konulara sıra gelmiyordu ama on sekiz yıldır ülkeyi yöneten tek başına bir iktidar için bu konularda girişimde bulunmuş olmak gerekiyor. Eğer varsa bu girişimler ortaya konmalı ve kamu vicdanı rahatlatılmalı.