Büyük bir ahlaki sorun var ülkemizde. Bu sorun yüzünden de her işimiz mutsuzluk getiriyor. Bu ülkede herkes kendisini vazgeçilmez sanıyor ve etrafına da bu şekilde davranarak ahlaksızlık yapıyor. Mevki sahibi olanın yanına yaklaşan bin pişman… Mevki sahibi olamayanın ağzından çıkanlar zehir zemberek. Saygı yok, uzlaşı yok… Sevgiyi hak getire!
Kadınlara şiddet, çocuklara taciz, hayvanlara tecavüz… Ormanlar yangın yeri, madenciler korkulu rüya… Siyasiler tanrılaşmış, dinler sömürgeci şeklinde… Gelecek güvencesi yerle bir, gençler dejenere, orta yaşlılar asimile olmuş durumda. Ülkenin her yanı terör ile sarmalanmış, ABD ve RUSYA birer taraftan yönetimi ablukaya almış. Hepsi kendisini vazgeçilmez sanan vatandaşlarımız yüzünden.
Tarım bakanı aciz bir demeç veriyor ve utanmadan uçaklarımız arızalı diyor. Kendisini vazgeçilmez sanıyor, o makamı babasının evinden getirmiş, utanmadan ve sıkılmadan o demeci veriyor. Kamera şakası yapsanız, aklınıza bu konuşma gelmez. Acizlik had safhada ama bakan halen görevinde. Marifet yapıyormuş gibi o koltuğu işgal ediyor. Hiç utanmadan hem de.
Uzun zamandır gönül rahatlığıyla şarküteri ürünleri tüketebiliyor musunuz? Ben tüketemiyorum. Hepsinde hile var. Işıl işlem görmüş sucuk, patates katkılı tereyağı ve kaşar peyniri, pamuk yağı katkılı zeytinyağı, domuz kemiği unu katkılı beyaz peynir, domuz kılı katkılı unla zenginleştirilmiş ekmek, demir pasında karartılmış zeytin, içinden et harici her şeyin olduğu salam ve sosis, soyalı kavurma… Bal deseniz tam bir rezalet. İçinde bal hariç her şey var. Balımsı bir tatlı sofralık üretmişler adeta. Hele ki o bozulmayan ve ekşimeyen yoğurtlar yok mu ya, tam bir felaket. Bu ürünlerin hepsini bizim ülkemizde, bizim imalathanelerimizde, içimizden birileri üretiyor. Yani yine kendisini vaz geçilmez sananların iğrenç para tuzaklarına sağlığımızı heba ediyoruz. Çünkü adalet sistemi işlemiyor. Cezaların caydırıcı olmasını bir kenara bırakın, ceza diye bir uygulama yok ki… Dileyen dilediğini yapıyor. Bu ülkede baklavanın içine fıstık yerine bezelye koymaktalar merdiven altı işletmelerde. Kilosu 10 TL’den baklava satıyorlar ve halk alıyor bu ürün demeye bin şahit gereken baklavayı.
Genel Kurmay Başkanı ve Savunma Bakanı “ülke sınırları içerisinden teröristi tamamen temizledik” dedikten bir saat sonra üç şehit verdik teröre Şırnak’ta. Acaba diyor insan, acaba Şırnak bu ülke sınırları içerisinde değil mi?
Rahat davranıyor her vatandaş. Hata yapıyor, suç işliyor ve rahat davranıyor. Nasıl olsa “vaz geçilmez” o, öyle inanıyor. Sahada ki futbolcu golü kaçırınca ne anası kalıyor ne de avradı küfür yemeyen ama tribünde ki taraftar işinde her türlü yanlışı yaparak çalışmak istiyor. Boya fabrikasında ki işçi boyaların yanında sigara içiyor ve işveren tarafından işine son veriliyor ama o mahkeme yoluyla işine geri dönüyor. Çünkü vaz geçilmez olduğunu düşünüyor. O işte çalışacak, o boyaların yanında sigara içerek yangına davetiye çıkaracak ve işine son verilmeyecek. Böyle olmalı diye düşünüyor.
Unutmayalım, mezarlıklar kendilerini vaz geçilmez sananlarla doludur.
YAZARLAR
31 Ağustos 2019 - 14:53
VAZ GEÇİLMEZ
Büyük bir ahlaki sorun var ülkemizde
YAZARLAR
31 Ağustos 2019 - 14:53
İlginizi Çekebilir