İstanbul seçimlerinde iptal kararı sonunda çıktı. Sonunda diye söz ediyorum çünkü beklenti hep bu yöndeydi. Ramazan ayının birinci günü, ilk iftar vakti gündem bir anda değişti ve İstanbul’da seçimler iptal edildi. Niye? Ne oldu da iptal kararı çıktı? Yani, daha önce yapılan ve YSK tarafından onaylanan ama seçim sonrası birçok mühürlü mühürsüz oy pusulaları çöplerden çıktığı halde gerçekleşen seçimler yaşamıştık. Şimdi ne oldu da İstanbul’da yapılan seçim iptal edildi? Ne olacak, bu kez seçimin galibi değişti. Bir seçmen olarak ben bunu anladım YSK tarafından alınan kararın ardından.
Bu kez Ak Parti büyük bir demokrasi fırsatını elinin tersiyle itti. Şu anda devletin tüm organlarını elinde tutan Ak Parti, yaptığı çeşitli itirazlarla YSK’nın seçimi onaylamaması için tüm imkanları kullandı. İstanbul’da yenilgiyi kabul etmedi. Millet iradesinden bahseden, her türlü olumsuzluğa rağmen istifa mekanizmasını çalıştırmayarak “seçimle geldik, seçimle gideriz” sözünün ardına sığınan Ak Partili yöneticiler, milletin iradesine yapılacak en büyük saygısızlığı göstererek demokrasiye ne kadar bağlı olduklarını ortaya koydular.
Görünen o ki; bu dakikadan sonra Ekrem İMAMOĞLU 23 Haziran’da yapılacak seçimde en az yüzde 70 oy alarak seçilecektir. Bu haksızlığa Ak Partili seçmen bile razı gelmeyecektir. Bu derece oy alan bir başkan adayı o şehri yönetmeyi hak ediyor demektir. 25 yıldır İstanbul’u yöneten mevcudiyet bu saygıyı göstermeliydi. Yani, bu durumda olması gereken bu ama olur mu? Kim bilir?
Eeee o vakit; şimdi ne olacak? Yine aynı adaylarla mı partiler seçime girecek? CHP adına ya da AKP adına seçime girmeyen parti olacak mı? İstanbul’a hizmet etmek yerine İstanbul’un vaktini boşa harcamak 25 yıllık iktidar için nasıl tercih edilir bir yol oldu? Bu nasıl bir ihtiras ki; halkın iradesi hiçe sayıldı?
Seçimin iptali nasıl bir gerekçeyle açıklandı, biliyor musunuz? Bakalım;
“Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mazbatasının iptaline, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin 23 Haziran 2019 tarihinde yapılmasına, kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmelerini yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, oyçokluğuyla karar verilmiştir”
Resmi karar bu. Seçim kurulu başkanları da yandı, iyi mi? Şimdi iki yüz küsur tane seçim kurulu başkanı da bulunmalı kısa sürede. Onlar göreve atanacaklar, göreve başlayacaklar, görevlendirmeler için yazışmalar yapılacak… Bu ne be?
Bu seçimde biz seçmenler, bize verilen tek bir zarfa 4 adet oy pusulası koyduk ama YSK’ya göre o 4 oy pusulasından sadece birisi yanlış. Seçmen, üç oy pusulasını kullanırken, yanlış oluşturulduğu iddia edilen sandık kurullarından etkilenmemiş ama oy pusulalarından birini zarfa koyarken aynı sandık kurulunda bu kez etkilenmiş. Yahu böyle saçmalık olur mu hiç? Bu akıl almaz denklem hiçbir müspet ilim ile açıklanamaz. YSK kabul görmez bir gerekçeden bahsediyor. Yani aslında ortaya konan bu gerekçe ile İstanbul’da yapılan tüm seçimler iptal edilebilir. Çünkü tek zarf ama dört oy söz konusu, yani biri yanlış üçü doğru ama hepsi tek zarftan çıktı demek aklımızla alay etmek demektir, bunun başka izahı olamaz.
Şimdi bizlere anlatacaklar, sebepler ortaya koyacaklar, televizyonlarda kocaman kocaman yalancı amcalar bezirganlık yapacaklar ve 23 Haziran için çılgınlık planlayacaklar. Hoş, çılgınlık planlanmış zaten. Okullar kapalı olduğu için birçok seçmen İstanbul dışında olacak. Oyunu İstanbul’da kullanan öğrenciler de memleketlerine dönecekler falan… Hep ince hesaplar.
Bir de madalyonun diğer yüzü var. Yani bu 23 Haziran’da seçimi Ak Parti kazanırsa ne olur? Aynı itirazları bu kez YSK’ya edecek olan CHP’nin de itirazlarını dikkate alacak ve seçimi iptal edecek bir YSK kararı olur mu sizce? Bence yürek ister, o yüreği de göremiyorum şimdi milli iradeye saygıyı göremediğim gibi. Ya da tekrar yapılacak olan 23 Haziran seçimine CHP “biz seçimi boykot ediyoruz ve seçime girmiyoruz” derse ne olur? Milletin iradesi tecelli etmiş olur mu? CHP seçmeni de seçimi boykot etse ve katılım yüzde 40 ile 50 aralığında kalsa; seçim ile göreve gelen başkan kasıla kasıla “ben milli irade ile göreve geldim” diyebilir mi? Dese ne olur o saatten sonra demese ne olur?
Bu karardan sonra asıl bomba DSP ve SP’ye düştü. Ne yaparlarsa yapsınlar seçimi kazanmak için yeterli seçmen oyuna ulaşamayacakları kesin. Aldıkları oy yaklaşık 150 bin civarında. Yani 13 bin oy farka 150 bin oy daha eklenebilir parti kurullarında alacakları karar sonrası. Olur mu? Zor görünüyor. Özellikle DSP’nin bir çok yerde Ak Parti lehine tavır takındığını ne yazık ki bu seçimde gördük. Bir kez daha olur mu? Olur olur, bal gibi olur…
Bu satırları karar açıklandıktan birkaç saat sonra yazdım. Elbette ki 23 Haziran’a kadar birçok konu netlik kazanacaktır ancak ne olursa olsun artık bu ülkede milli iradenin arkasına sığınarak başarısızlığı gizlemek alışkanlığı son bulmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokrasi sınavında sınıfta kalarak Ramazan’ın ilk iftarını karşılamıştır.
YAZARLAR
Yayınlanma: 08 Mayıs 2019 - 10:24
Yenene Kadar Seçim
İstanbul seçimlerinde iptal kararı sonunda çıktı
YAZARLAR
08 Mayıs 2019 - 10:24
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir