Erdoğan ve Trump görüşmesi gerçekleşti ve sonrasında açıklamalar her iki lider tarafından yapıldı. Trump S400 savunma sistemini Rusya’dan almayın dedi, Erdoğan’da patriot füzelerini alabiliriz dedi. Yani bu S400 konusunda geri adım atmışız anlaşılan.
Yine liderler tarafından yapılan açıklamaya göre yüz milyar dolar hacminde bir ticaret anlaşmasına varılmış. Rakam gerçekten iştah kabartıyor ama bu rakamın iki ülke arasında tesis edilecek olan ekonomik işbirliğinde yönü ne olacak? Buna bakmalıyız. Yani; gerçekten olumlu bir gelişme ancak bu gelişmeyi biz nasıl değerlendireceğiz, asıl önemli olan taraf bu. Yani ABD bize yüz milyar dolarlık mal satacak ise bu anlaşma ile tamamen ekonomimiz ABD’ye bağlanmış olur ve tüketim toplumu haline gelen yapımız daha da içinden çıkılmaz bir şekle bürünür.
Şimdi hükümetimize düşen önemli bir görev var. ABD ile yapılan bu ticaret anlaşmasında Türk firmalarının ürünlerini ABD’ye ihracını sağlamak. Eğer bu yapılırsa önü anlaşma ile açılan ABD doları ülkemize akmaya başlar. Aksi takdirde tüketim toplumunun oluşturduğu ülkemiz içinden çıkılamaz bir ekonomik buhrana doğru sürüklenecektir.
Bazen fırsatlar ayağınıza gelir ve bu fırsatları değerlendirmek için akıllı adımlar atmak gerekir. Ancak bu da yetmeyebilir çünkü fırsat ayağa gelmiş gibi görünen durumlar da aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Yani ortada kurulan bir “oyun” varsa bu oyunun sonunda kazanan mutlaka “oyunu kuran” olur. Şimdi bu yüz milyar dolar hacminde ki ekonomik anlaşma bir oyun mu yoksa gerçekten iyi niyetlerle hazırlanmış, her iki toplumun da çıkarları gözetilmiş gerçek bir anlaşma mı? Asıl soru bu.
Devlet yönetme aklı işte burada devreye giriyor. Ülke çıkarlarını gözeten bir siyasi yaklaşım ile bu anlaşma değerlendirilerek milli ve yerli üretim hamlesi gerçekleştirmeliyiz. ABD’ye ne satabiliriz, nasıl döviz girdisi elde edebiliriz soruları ciddiyetle cevaplanmalı ve ülke menfaatleri gözetilerek en yüksek fayda bu anlaşmadan sağlanmalı.
Erdoğan ve Trump görüşmesinden benim çıkardağım sonuç hükümetimizin ABD ile gerilen ikili ilişkilerimizden hiç memnun olmadığı yönünde. Erdoğan’ın Trump’tan bahsederken ”değerli dostum” demesi bile ABD ile artık ilişkileri düzeltmek istemesi olarak yorumlanmalı. Yükselen döviz kuru ile ekonomimiz batma noktasına geldi. Toplumumuz yüksek enflasyon altında eziliyor. Ülkemizin “koşucu” firmaları birer birer konkordato ilan etmekteler. İşsizlik büyüyerek halkı buhrana sürüklüyor. Aileler topluca intihar ediyor. Tüm bunlara rağmen hükümet yeni vergi dilimleri ile vatandaşını iyice bunaltıyor çünkü hükümet de çözüm üretemez durumda. Halk on yedi yıllık hükümete artık güvenemez durumda çünkü çok fazla lüks yaşam sürmekteler. Bu lüks yaşama artık halkın verdiği vergiler yetmiyor ve özellikle trafik cezaları ile bütçe de oluşan açık bir nebze de olsa kapatılmak isteniyor ama nafile çünkü vatandaşta o cezaları ödeyecek para yok.
Türkiye ile ABD arasında ki anlaşma tüm yurdu heyecanlandırdı ama sevinmeden önce iyice görmeliyiz “oyun” kurulmuş mu yoksa gerçekten iyi niyetli bir anlaşma mı?
YAZARLAR
Yayınlanma: 15 Kasım 2019 - 10:32
Yüz Milyar
Erdoğan ve Trump görüşmesi gerçekleşti ve sonrasında açıklamalar her iki lider tarafından yapıldı
YAZARLAR
15 Kasım 2019 - 10:32
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir