Her gün önünden geçip gittiğimiz şeylerin ne kadar büyük hikâyeler taşıyabileceğini bazen unutuyoruz.
İskele Meydanı’nda, çaycının sesine, denizin kokusuna, martıların çığlığına karışan yaşlı bir ağaç var: Manolya.
Göçün, hasretin ve kök salmanın sembolü.
1933 yılında, Girit’ten göç eden bir ailenin çeyizinde geldi bu manolya fidanı.
Üç fidandan yalnızca biri yaşadı. Bu fidan, Belediye Binası’nın bahçesine dikildi. O bina yıkıldı, meydan yapıldı ama ağaç yerinde kaldı.
İnançla, inatla… Belki de bu topraklarda tutunmaya çalışan binlerce insanın simgesi olarak.
2004 yılında “Anıt Ağaç” ilan edildi.
Yani artık yalnızca bir ağaç değil, korunması gereken bir canlı tarih.
Bugün bu ağaç, gölgesinde bekleyen yolculara, karşısında fotoğraf çektiren turistlere, çocukların oyunlarına tanıklık ediyor.
Ama esas tanıklığı, belleğimizin sessiz kalmış taraflarına.
Şehirler kimliklerini sadece insanlarıyla değil, anılarıyla da taşır.
Ve Çanakkale’nin bu köklü manolyası, bize şunu hatırlatıyor:
Bazen bir ağaç, bir kentin hafızası olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: