Beyaz adam Kızılderili’ye barışmalarının şerefine viski verir. Kızılderili içer viskiyi ve genzinden midesine kadar yanar, ciğerlerine ateş dolar, vücudunu bir anda ateş basar ve soluğunu tutamaz; ''ATEŞ SUYU” der ve karşılığında o da beyaz adama bir tutam ot verir. Kurutulmuş tütün. Beyaz adam ne yapacağını bilemez ama barışın sembolü olan bu armağanı vakit kaybetmeden tüketmelidir nezaketen. Ne yapacağına bir türlü karar veremeyen beyaz adam atar ağzına kurutulmuş tütünü. Kızılderili’nin gözleri fal taşı gibi açılır. Çiğner beyaz dam tütünü, çiğner ama bir türlü yutamaz, tütün ıslandıkça salar kendini, büyür ağızda ve yutulamaz olur. Acıdır zaten. Yüzü buruşur beyaz adamın, dili uyuşur, ağzını hissetmez bir müddet sonra. Kızılderili midesi kalkmış izlemektedir beyaz adamı ve dayanamaz, mide bulantısını bertaraf etmek için yere tükürür. Beyaz adam bunun bir mesaj olduğuna hükmeder ve o da ağzında biriken tütünlü tükürüğünü yere boca eder. Artık rahatlamıştır. Bir müddet beyaz adam tütünün ne işe yaradığını keşfedemez ve bu zor iş, yani tütün çiğneme becerisi! Bir tür erkeklik ispatı haline gelir. Barlarda tükürük hokkaları konur köşe başlarına. Dişler artık hep yeşilden kahverengiye tuhaf bir renktedir. Öğrenemez beyaz adam bir türlü tütünün ne işe yaradığını. Çünkü Kızılderili çok özel zamanlarda tüketir tütünü ve o zamanlarda da beyaz adam hiç olmamaktadır yanlarında. Bir kez beyaz adama tütün sunulmuş ve büyük bir iğrençlikle karşılaşılmıştır. Oysa ki Kızılderililer tütünü barış çubuğu adını verdikleri pipolarında ateşle tutuşturarak özel günlerinde tüketirler. Beyaz adam çoook çok uzun bir zaman sonra tütünün yakılarak dumanından istifade edildiğini öğrenir.
Pipo günümüz şekliye batı Amerika’da beyaz adam tarafından tüttürülmeye başlanır. Pipo kaybolduğunda tütün içmek için yeni arayışlar başlar bazı beyazlar tarafından ve bunlardan en kullanılabilir olanı yapraktır. Güney Amerika’da tütün yaprak arasında sarılarak tüketilmeye başlanır. Güney Amerika’da ki büyük tüccarlar ile de Portekiz’e ve Liverpool’a ulaşır “puro”. Artık Avrupalı seçkinlerin bir önemli ayrıcalığı olmuştur tütün içmek.
Günümüzde tütün içmek dünyanın en önemli ekonomilerinden birini oluşturmak demek. Özellikle Amerikan menşeli sigara üreticilerinin yıllık bütçesi bir çok ülkenin bütçesinden daha fazla. Kızılderililer barış çubuklarında kullandıkları tütünün yarattığı ekonomik sinerji ile yurtlarını ve geleceklerini yitirdiler. Her şey bir ikram ile başladı.
Göbekli Tepe biliyorsunuz ki Şanlı Urfa’da bulunan ve MÖ.9000 yıllarına dayanan, henüz anlamlandırılamamış bir tuhaf yapılar merkezi. Burada ki taş yapılarda çeşitli hayvan figürleri var, hem de o bölgede yaşamayan hayvanların figürleri. Ancak bir figür var ki, insanı fazlasıyla düşündürüyor. Evet Göbekli Tepe’de ki bu figür bir Aborjin yerlisinde de keşfedilene dek anlamlandırılamamıştı. Aborjinler’in vücutlarına çizdikleri bu şeklin anlamı sorulduğunda onlardan alınan cevap hayli ilginçti. Kuşbakışı çizilen bir resim olduğunu söylüyorlardı, karşılıklı oturan iki kişi birbirlerine kollarını kucaklamak istercesine açmışlardı ve ortalarında da barış çubuğu vardı. Yani savaşa giderken özellikle yapılan bir boyamaydı vücutlarına.
Göbekli Tepe’de bulunan kabartmalarla, Güney Amerika’da İnka’lara ait bulunan kabartmalarda ki tıpa tıp uyum ve her ikisinde de Tanrı Enki’nin resmedilmesi, hem de aynı figürlerle, aynı kovayı taşırken, rastlantı mı sizce?
Dünya eskiden daha küçükmüş anlaşılan. Göksel arabalar ile insanlar için dünya gayet basit bir mekan haline gelmiş. Madencilik ve maden işlemeciliği daha bir bilinçli ve ihtiyaç uğruna yapılıyormuş. Ama beklenmedik bir şey tüm bu olup bitenleri bir anda yok etmiş. Beklenmedik bir şey. Dikkatli olmalıyız.
