Sevgili Hürrem Abla,
Ellerinden öperim. Şehrin telaşında, hayatın koşturmacasında yine seni rahatsız ediyorum ama bu kez mevzu biraz derin. Çünkü öğrencilerden bahsedeceğim. Hani o senin “bizim çocuklar” dediğin, şehre renk katan, sokakları neşelendiren gençler var ya... Onlar artık biraz kırgın, biraz da yorgun.
Abla, Çanakkale’de öğrenci olmak bugünlerde bir akademik başarı değil, psikolojik dayanıklılık testi. Ev kiraları aldı başını gitti. 1+1 daire 20 bin lira olmuş. Ev sahibi diyor ki, “Merkezde, denize yakın.” E güzel de abla, bu fiyata denizde yüzen balık bile ev aramıyor artık! Öğrenci, denizi görmek değil, kombiyi yakabilmeyi hedefliyor.
Kahveler... Ah o kahveler. Eskiden öğrenciler bir kahvede saatlerce oturur, hayal kurar, sınavdan sonra kahkahalar atardı. Şimdi hayali bile pahalı. Filtre kahve 100 lira olmuş. “Bir tost alayım” desen, zaten kredi kartı limitinle yüz göz oluyorsun. Artık öğrenciler kahveye oturmuyor, kahve menüsüne uzaktan bakıyor.
Yemekler de aynı. Dışarıda iki tabak yemek yesen, haftalık market bütçesini yakıyorsun. Kantin bile “yüksek lisans seviyesi” fiyatlarda. Bu çocuklar sabah derse aç gidiyor, öğlen tostun fiyatına bakıyor, akşam internette “öğrenciye uygun tarifler” arıyor.
Psikolojik olarak da etkileniyorlar. Öğrenci dediğin biraz rahat olmalı, değil mi abla? Ama şimdi gençlerin zihninde “final” değil, “fatura” var. Sosyolojik olarak da bu durum şehri ikiye bölüyor: bir yanda kahvesine süt köpüğü ekleyenler, diğer yanda evde çayına şeker ölçenler.
O yüzden öğrencilerin ortak isteğini sana ben ileteyim: “Öğrenci Kartına İndirim” kampanyası. Kahvede, yemekte, kitapçıda, kuaförde… Öğrenci kimliğini gösteren azıcık nefes alsın. Hem esnaf kazanır hem gençler biraz moral bulur.
Ablacım sen konuyu Belediye Başkanına bi çıtlatsan da; duruma el koysa.
Hürrem Abla, sen şehirlerin vicdanısın. Biliyorum, bu mektup kulağına ulaşırsa, bir çözüm bulursun. Çünkü öğrenciler bu kentin ruhu. Onlar giderse, sokaklardaki ses de, gençliğin rengi de solar.
Ben sadece onların sesini sana taşımak istedim.
Bir fincan kahveye değil, biraz anlayışa ihtiyaçları var.
Hürrem Abla, gel bir gün şu Çanakkale’nin öğrenci kahvelerinde oturalım; menüyü birlikte inceleyelim, fiyatları birlikte sindirelim. Kahveler benden, ama uyarayım — ikinci turu cüzdan değil, vicdan kaldırır!
Hasretle,
Çanakkale’den Haberin Peşindeki Gözün.
Yorumlar
Kalan Karakter: