Ablacığım, canımın içi, gazeteciliğin Zübeyde’si, haber odalarının Hürrem Sultan’ı!
Senin o Ankara koridorlarında topuk sesin yankılanınca, bakanlar hizaya girer, müsteşarlar kalemini düşürür. Senin adını duyan haber müdürleri “bir dakika sessizlik” diyerek saygı duruşuna geçer. İşte ben de o kudretli kalemine, o çelik gibi vicdanına güvenip sana yazıyorum bu mektubu — taa Çanakkale’den, denizin tuzunu, rüzgarın sitemini, halkın çaresizliğini taşıyarak.
Konumuz: Güzelyalı Kavşağı. Adına bakınca sanki bir tatil broşüründe geçiyormuş gibi geliyor, değil mi? “Güzelyalı Kavşağı’nda gün batımı turları” falan… Keşke öyle olsaydı ablacığım. Oysa burası, birilerinin hayatını yitirdiği, direksiyon başında bir saniyelik dikkatsizliğin, ihmalle birleşip felakete dönüştüğü bir kara nokta. Yani “trafik kazası” diye geçiştirilen, ama ardında ailelerin sessiz çığlığını bırakan bir utanç noktası.
Şimdi sen sorarsın, “E peki yetkililer?” diye. Ah ablacığım… Onlar hala “trafik kazalarında yüzde 3 düşüş” diye sunum hazırlamakla meşgul. PowerPoint’te pembe grafiklerle övünürken, burada çocuklar babasız kalıyor.
Bu durum tam bir psikolojik vaka: Kurumsal Duygusuzluk Sendromu. İçinde “sorumluluk duygusunu minimize et, sorunu başkasına pasla, istatistiğe sığın” ilkesiyle çalışan bir sistem bu. Hatta sosyolojik olarak da “toplumsal umursamazlık” denir buna, ama halk dilinde tek karşılığı var; yağdanlık düzeni.
Çünkü herkes bir üstüne yağ sürmekle meşgul. Müdür şube müdürüne, o genel müdüre, o da bakana… Yağ içinde kayıp gidiyor gerçekler. Ve o yağlı düzenin içinde bir tek şey kayıyor ablacığım; insan hayatı.
Benim bu satırlarımda mizah varsa, inan o da bir savunma mekanizması. Çünkü trajedinin karşısında insan ya güler ya delirir. Ben gülmeyi seçtim. Ama sen… sen o keskin kaleminle bir satır çek yeter; o satır, bu kavşağın üzerine düşen gölgeyi kaldırır belki.
Ne olur ablacığım, şu Güzelyalı Kavşağı’ndaki sessiz ölümlere bir manşet kadar yer aç.
Sen yaz, biz buradan alkışlayalım.
Belki bir gün, o alkış sesleri içinde bir hayat kurtulur.
Hasretle,
Çanakkale’den Haberin Peşindeki Gözün.
Yorumlar
Kalan Karakter: