Devletin kimi zaman ağır aksak işlediğini söyleriz; bazen de “helal olsun” dedirtecek denli hızlı refleksler gösterdiğine şahit oluruz. Çanakkale’de yaşanan son olay, işte tam bu iki uç arasında gidip geldiğimiz tuhaf bir tabloyu önümüze koyuyor.
Önce alkışı hak eden kısmı teslim edelim. Jandarma, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi ekipleri Merkez’de adeta gizli bir “kaçak et imalathanesini ortaya çıkardı. 5 ton sakatat, 500 kilo kırpıntı et, köfte… Ne olduğu belirsiz yüzlerce kilo ürün ele geçirildi, işletme mühürlendi.
Buraya kadar sorun yok. Hatta bravo.
Ama mesele tam da buradan sonra başlıyor.
Ekipler başarılı bir operasyon yaptı, eyvallah. Ancak halkın sağlığıyla doğrudan ilgili en kritik bilgi ortada yok:
Bu kaçak üretim tesisinin sahibi kim?
Görüntüler paylaşılıyor, mühür vuruluyor ama insan sağlığını hiçe sayan bu işletmenin adı açıklanmıyor.
Peki neden?
Ticari sır mı?
Ticari itibar mı?
Halkı zehirleme pahasına üretim yapan bir işletmenin “itibarı” mı olur?
Şeffaflık nerede?
Kamu yararı nerede?
Çanakkale halkının bilmeye hakkı var:
Hangi kasapların tezgahına girdi ?
Hangi restoranların mutfağına girdi?
Hangi kokoreççinin gece kuyruk olan tezgahında döndü ?
Hangi çorbacının kazanında şifa niyetine kaynadı?
Bu soruların yanıtlarını paylaşmak sadece bir tercih değil; görevinizdir.
Aksi halde dürüst çalışan onlarca esnafı da zan altında bırakmış olursunuz. Nitekim şehirde şüphe çoktan yayıldı bile.
Yerel basına uygulanan ‘sessiz ambargo’ da ayrı bir skandal
Gelelim diğer meseleye…
Tarım İl Müdürlüğü’nün bu operasyonla ilgili hazırladığı görüntüler ve videolar kime servis edildi dersiniz?
TRT, İHA, DHA…
Peki bu şehrin hafızasını tutan, her etkinliği takip eden, kentin sorunlarına gece gündüz emek veren yerel basın nerede?
Yok.
Dışarıda bırakılmış.
Görmezden gelinmiş.
Bu şehirde onlarca yerel gazete, yüzlerce basın emekçisi var. Siz bu görüntüleri gizli gruplar kurup sadece belirli ajanslara göndererek ne elde ettiniz? Boyunuz mu büyüdü. Gerçekten sadece merakımdan soruyorum, ne oldu. Bu davranışınız hayatınızda neyi değiştirdi ?
Bu, sadece bir iletişim hatası değil; emek hiyerarşisi yaratmak ve yerel basını itibarsızlaştırmaktır..
Kayırmacılıktır; cılıktır yani..
Çürüktür..
Sorular nettir, cevaplar da net olmak zorunda..
Bu nedenle Tarım İl Müdürü Ergün Demirhan’a ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mustafa Altındağ’a kamuoyu adına iki soruyu açıkça yöneltiyoruz.
Bu iki soruya kaçamak, yuvarlak, cıvık cevaplar değil; net, somut, kamuoyunu tatmin eden açıklamalar bekliyoruz:
1. Çanakkale’de 5 ton kaçak sakatat, 500 kilo et ve 50 kilo köfte (buradan anlıyoruz ki; köfte sevkiyatı yapılmış. Tonlarca et üretemi yapan bir firma için 50 kilo köfte çerezdir) işleyen bu firmanın adı nedir? Bu ürünler kimlere satılmıştır?
2. Operasyon görüntülerini yerel basından kaçırıp yalnızca belirli ajanslara servis etmenizin gerekçesi nedir?
Devlet dediğiniz kurum, şeffaf olmak zorundadır.
Sağlığı tehdit eden bir olayda isim saklamak, vatandaşa ihanet etmektir.
Mühür vurmak yetmez.
O kapının ardındaki karanlığı da aydınlatmanız gerekir.
Halk sağlığını ilgilendiren bu meselede susmak kabul edilemez..
Biz açıklama bekliyoruz.
Hem halk sağlığı için, hem basın hakkı için.
Çünkü siz devletsiniz..
Göreviniz, bizim sağlığımızı korumaktır..
Bu zehir saçan kaçak et fabrikasının sahibi kim?
Firmanın adı ne?
Kimin deposu burası?
Bu pislik ortaya çıkarılmadan önce kimlere satış yapılmış?
Görüntüler var, mühür var, kamyon kamyon et var — ama isim yok.
Neden..
Bu şehirde yaşayan herkesin bilme hakkı var. Çünkü o 5 ton sakatat sadece bir depoda çürümüyordu; şehrin mutfaklarına, ocaklarına, tabaklarına gidiyordu. O kapının ardındaki kirli düzeni, karanlık ilişkileri, şirketin sahiplerini, bağlantılarını açıklamak sizin vatandaşa borcunuzdur..
Bu işletmenin;
– Ne zaman kurulduğunu,
– Nerede faaliyet gösterdiğini,
– Sahiplerini,
– İsviçre dahil hangi bağlantıları olduğunu,
– Kaç yıldır bu işi çevirdiğini, vatandaşın bilmeye hakkı var..
Bizim işimiz kamu adına sormak.
Sizin işiniz kamu adına açıklamak.
Siz devletin makamındasınız..
Gerçeğin üzerini örtmeyin.
İsimleri saklamayın.
Halkı bilgilendirin.
Basına saygı gösterin.
Bu sizin en birinci göreviniz..
Çanakkale halkı bekliyor…
Şeffaflık mı, karartma mı tercih edeceksiniz?
Göreceğiz.
Meraklısına: Lütfen şu linkten görüntüleri izleyin. Belki siz de bu etlerden aldınız yediniz; çorbasını içtiniz, kokorecini yediniz. Hakkınızı arayın; kamu bizim sağlığımızı korumakla yükümlüdür..mutlaka açıklama isteyin.
Yorumlar
Kalan Karakter: