Vücudumuz ya da varoluşumuz, eğer türümüze hizmet ediyorsak, bizi kimyasallarla ödüllendiriyor. Ve hormonlar aracılığıyla bize, “mutlusun” mesajı iletiyor. Bu durumda bize biri çıkıp mutlu olup olmadığımızı sorduğunda, cevabımız müspet ise bu kimin yararına olur?
Kasım ayının ilk günlerindeyiz. Geçtiğimiz gün, sanırım cuma günüydü, sonbahar ayazı kendisini epey hissettirdi. Hatta kış gibiydi. Öyle ki Erzincan’a yılın ilk karı yağdı.
Ülkemizde kimi önemli, hayatiyeti yüksek olaylar, olup bittikten sonra, gündemden kalktığında, bütün gerçeklerin olduğu gibi apaçık ortaya çıkarıldığı bir haber yapılsa da, kimse umursamıyor. Sanki alıştırılmaya programlanmışız gibi. Oysa insanlığı, toplumu ve bizi yakından ilgilendiren olayların iç yüzünü, bütün çıplaklığıyla anlatan bir sürü belgesel ve kitap var.
Geçmiş “cadılar bayramı” kutlu olsun. Olsun olmasına da, Londra’daki kutlamalarda, iki figürün dev boyutta vampir, canavar halleri betimlenmiş. Bu figürlerden biri Trump diğeri de Erdoğan (T.C. cumhurbaşkanı). “Bize ne yahu, ne yapalım, onların fikri, ey İngiltere sen kimsin” deriz biter. Bunu demek bir yana, bir de algı, imaj ve temsil meselesi var.
Ben serin havaları her zaman severim. Direncimi arttırıyor sanki. Ocak ayında doğduğumdandır belki, kimbilir? Soğuk ülkelerde yaşayan insanların dirençli ve fizik güzelliklerinin belirgin olduğunu düşünürüm. Kasım ayı kasımlığını hissettirdi. Hissettirsin de zaten. Mevsimlerde alıştığımızı, aşinalığımızı görebilelim ki, bu bize doğanın dengesi hakkında umut olsun.
Cadılar bayramı demişken, bir de “cadı avı” var. Orta çağla bütünleşmiş bir durum olsa da, her zaman olagelmiştir cadı avı. Günümüzde bile… Bazı mihrakların, işlerine yaramayan durumları, linç yoluyla ya da itibarsızlaştırarak işlerine yaradığı gibi kullandıklarına her zaman şahit olabilirsiniz. Şunun gibi iç sesleri olanlar vardır sanıyorum: “Bir şey biliyorum ya da düşünüyorum. Acaba söylesem mi? Neyse en iyisi susmak. Yoksa nemelazım, cadı addedilirim filan. Bizden değilsen cadısın derler. En iyisi boşver.” İşte bütün bunlardan dolayı Halloween bayramı bence metafor. Yoksa hiç kimsenin, bir gurup cadının belli günlerde gökyüzünde toplanarak bayramlaştığına inandığını düşünmüyorum.
Her zaman bayramlaşacak bir sebebimiz olsun. Hoşça kalın.
Halloween bir metafor mu?
Vücudumuz ya da varoluşumuz, eğer türümüze hizmet ediyorsak, bizi kimyasallarla ödüllendiriyor
Yayınlanma :
09.11.2019 10:57
Güncelleme
: 09.11.2019 10:57
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: