Özgürlükten, reddi sistemden, doğanın kucağında yaşamanın kesin gerekliliğinden filan bahsederken, telefonumun kalıcı olarak bloke olmasıyla hayatım birden sekteye uğradı.
- Bey efendi bunun için dijital imzanız gerekli. Kimliğinizin çipi olmalı.
- Ama benim kimliğimin çipi düştü. Nüfustan yenisini çıkarabilmem de günler alır.
- O halde elimizden bir şey gelmez.
- Ya evet bazen benim elimden de bir şeylerin gelmediği olur. O kifayetsizliğin ne demek olduğunu iyi bilirim. Çok sevdiğim, hem de güvendiğim biri öğretmişti. Neyse... yeni nesil içerik üreticilerin dediği gibi. “O başka bir videonun konusu” peki ne yapmalıyım? tamam anladım. Nüfus müdürlüğüne gitmeliyim. Köyde dendiği gibi “çıkmalıyım” çok yüksekte bir yer mi?
- Yok aslında değil. Böyle yerlere çıkılır. Sıradan halktan yüksektedir çünkü.
- Hani Belgeselde seyretmiştim. Brazilyadaki yerliler evlerini onlarca metrelik ağaçların tepesine yapıyorlardı. Bir örümceğin doğallığı ve aşinalığı ile. Öyle bir yükseklik mi?
- Çıkılması, itibarın ve saygınlığın bir gereği.
- Anladım gelirken bir kavşak başında görmüştüm. Adalet sarayı yazıyordu. Adalet, saray gibi bir yerdeyse. Çok kıymet veriliyor olmalı. Ama bu durumda oraya girmek daha da zordur. Kapı kulları, dalkavuklar, uşaklar, harem ağaları, sarıklı vezirler...
- Nüfusa gidip kimliğinizi yenileyin. Biz de sizin konuşmalarınızı, yazışmalarınızı, online satışlar yapabilmenizi sağlayalım. Bu yazınız yok mu?
- Evet var.
- Onu da gazeteye yollayabilmenize olanak verelim.
- O yazı yok mu. İnsanlar görüp varlığına emin olduğu bir şeye neden yok mu diye sorarlar? Sanki varlığını inkar etmişiz gibi. Yoksa amaç var oluş kavramını öne sürüp “ yok da sayabilirdik, hadi gene iyisin deyip karşıdakini hem korkutup hem de jest yapar görünmek mi?
- Siz bilirsiniz
- Aslında pek bilmem. Aklım çoğu şeye ermez. Biliyor musunuz. Bazı şeylere aklımın ermemesini ben seçtim. Başkalarının kurgulayıp tasarlayıp dayattıklarına aklım ermezse bu konularda yapacak bir şeyim de olmaz diye düşündüm. Tıpkı zihnin, başa çıkmakta zorlandığı için yeni benlikler yaratıp şizofreni yapması gibi. Bir şeyler beni ele geçirirse sıradanlaştırır diye korktum. Bir şeyleri tam çözdüm derken başka şeye sıçramam da ondan. Bunu çoğu kişi fark etmez. “Çok yönlü” deyip geçerler.
İç sesle sohbet ederken kendi kendime konuştuğumu fark ettim. Neyse ki kulaklık diye bir şey var. Bazen çok işe yarıyor. Sizi dışardan kendi kendine konuşan “deli gibi” göstermekten kurtarıyor. Hoşça kalın
Yorumlar
Kalan Karakter: