Bildiğimiz şeylerden yani sıradan şeylerden söz edecek olsam da biraz başka bir yerden bakacağız konuya. Semantik (anlam bilim) diye bilinen bilim dalından faydalanabiliriz biraz. Bilmek ve bilmemek söz konusu olduğunda önceden beri bununla ilgili kadim söylenceler vardır. Konuyla alakalı sayfalar dolusu yazı bulunabilir. Bilmediğimizi bilmenin bilgeliğiyle övünen yazarlar da yok değildir. Hani haksız da sayılmazlar.
- Bildiklerimiz
- Bilmediklerimiz
- Bildiğimizi bildiklerimiz
- Bildiğimizi bilmediklerimiz
- Bilmediklerimizi bilmediklerimiz…
Bu liste uzayıp gider. Tıpkı “pi” sayısı gibi.
Bu defalık bildiğimizi bilmediğimiz şeylerden söz edeceğiz. Mesela orta çağdasınız. Her türlü baskının, zulmün ortasındasınız. (Şimdi zaman değişmiş olsa da her şeyin farklı olduğunu söyleyemeyiz ama konumuzla alakası yok). Açlıklar, kıtlıklar var. Ailenizle birlikte acı çekerken evinizin bodrum katının güvenlik araçlarıyla ve erzaklarla dolu olduğunu fark ediyorsunuz. Ne hissedersiniz? Rahatlarsınız, özgüveninizi kazanırsınız. Çünkü güvendesiniz ve elinizde zaten var olan şeylerin yeni farkına vardınız. İşte bu bildiğimizi bilmediğimiz şeyler de böyle. Örneklendirdiğimizde daha iyi anlatabileceğimi düşünüyorum.
Bir gün öğrencilerime sanat tarihi anlatırken, bana dört tane Rönesans sanatçısı söyler misiniz dedim. Ne bilelim hocam dediler. Rönesans nerede başladı, en çok etkisi nerede oldu dedim. Avrupa, İtalya vs diyenler oldu. “Ninja kaplumbağalar” dedim. Herkes bildi şu ünlü çizgi filmi. Her birinin adında bir Rönesans sanatçısı var dedim. Hepsinin adlarını saydılar. Şimdi o çocuklara rastlarsak, kaç yaşlarındalar bilmiyorum ama, size dört tane Rönesans sanatçısının adlarını söyleyebileceklerdir.
- Elgreko kimdir?
- Bir ressamdır. Nerelidir?
- İyice bakın. Başında “El” var. İspanyol olabilir mi?
- Evet olabilir. Ama “greko” da neyin nesi?
- Greko demek Yunan demek. “Grek” yani. Bize İspanyollar “Türko” derler. Yunanlılara da “Greko” diyor olmalılar. Yani Elgreko “şu bizim Yunanlı” demek. Demek ki Elgreko, aslen Yunan ama İspanya’da yetişmiş, orada yaşadığı belli. Sırf adından hareket ederek, irdeleyerek, alt okuma yaparak onun hakkında ne çok şey bildiğimizi fark ettik. Dikkat edin öğrenmedik. Fark ettik. Meğer zaten biliyormuşuz.
Bunun gibi bildiğimizi henüz bilmediğimiz şeyleri bir düşünün. Bilinç düzeyimiz birden ne kadar farkındalığa ulaşır öyle değil mi? Tıpkı evimizin bodrumunda saklı olan ama bizim yeni fark ettiğimiz erzak gibi.
Yorumlar
Kalan Karakter: