Seçimler geride kaldı. Toz duman dağıldığında, hepimiz o sandıktan çıkan sonuca bakıp aynı soruyu soruyoruz: "Şimdi ne olacak?" Ben bu yaşımda, ülkesinin geleceğini düşünen herhangi bir vatandaş olarak, sonucu sadece bir hükümet değişikliği olarak görmüyorum; bir kırılma anı olarak değerlendiriyorum.
Bu seçim sonuçları, ‘yüksek siyaset erbabının istediği bir değişim miydi, yoksa halkın, vatandaşın bir talebi miydi?
Net konuşalım: Siyasetin doğası gereği, her değişim bir iktidar mücadelesinin sonucudur. Ancak bu kez, değişimin motoru sadece siyasi partilerin iç çekişmeleri değildi. Bu değişim, halkın, özellikle de orta ve genç kuşağın biriken memnuniyetsizliğinin bir yansımasıdır.
Ne Vaat Edildi?
Vaatler, her zamanki gibi, parlaktı. Genel olarak iki ana tema öne çıktı:
- Ekonomik İstikrar ve Refah: En başta gelen vaatti. Yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki belirsizlik ve hayat pahalılığı, seçmenin en büyük endişesiydi. Yeni dönemden beklenen, "alım gücümüzü geri getirin" çağrısına net bir cevap verilmesi. Vaatler; maaşların iyileştirilmesi, hayat pahalılığının kontrol altına alınması ve yatırım ortamının düzeltilmesi üzerine kuruldu.
- Yönetimde Şeffaflık ve Güven: Uzun süredir konuşulan yolsuzluk iddiaları, kamu yönetimindeki aksaklıklar ve bürokratik engeller, halkın siyasete olan güvenini zedelemişti. Yeni yönetimin en önemli vaadi, "temiz siyaset" ve "hesap verebilirlik" oldu.
Değişimi Kim İstedi?
Gazeteleri incelediğimizde ve sokaktaki sesi dinlediğimizde, değişimin ana talebini siyasi figürlerden çok, ekonomik sıkıntı çeken geniş kitlelerin yarattığını görüyoruz. Bu, siyasetin tepeden inme bir kararı değil, tabandan yükselen bir itirazdı.
- Sabit Gelirliler: Alım gücü eriyen memurlar, işçiler ve emekliler, en büyük değişim arayışındaydı. Onların talebi, yaşam standartlarının korunmasıydı.
- Gençler ve İş Dünyası: Ülkede gelecek göremeyen, iş kurmakta zorlanan gençler ve istikrarsızlık yüzünden yatırım yapmaktan çekinen küçük işletme sahipleri, istikrar ve netlik istediler.
Yani evet, bu değişimin gerçekleşmesi için siyaset erbabı kampanya yürüttü, ama o kampanyaların ateşini yakan benzin, halkın birikmiş sorunlarıydı. Değişim, bir nevi zorunluluktan doğdu.
Hayatımızda Ne Değişecek?
Sade bir vatandaş olarak beklentimiz çok basit:
- Daha Az Stres: Ekonomi yönetimi düzelirse, borçlar, kiralar, faturalar daha az endişe kaynağı olacak.
- Daha Fazla Güven: Siyasette şeffaflık artarsa, ‘torpil’ ve ‘kayırmacılık’ azalırsa, liyakat esas alınırsa, bu, toplumsal bir huzur getirecektir.
- Daha İyi Bir Gelecek İhtimali: Gençlerin yurt dışına gitme isteği azalırsa, bu adanın geleceğine dair umut ışığı tekrar parlayacaktır.
Özetle, yeni dönemden beklenti; büyüleyici zenginlik değil, yeniden inşa edilmiş bir ekonomik güven ve sade, dürüst bir yönetim anlayışıdır. Yeni iktidar, bu basit beklentileri karşılayabilirse, sadece seçim vaatlerini değil, halkın yorgun umutlarını da gerçekleştirmiş olacak. Başka bir şeye ihtiyacımız yok. Yeter ki, sözler tutulsun, ciddiyet korunsun.
Bu vesileyle Cumhuriyet Bayramımızı kutlarım.
Vallahi ben yeni dönemden sağlıklı ve güzel günlerimiz olması dileğinin gerçekleşme ihtimalini güçlendiren politik hareketler bekliyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: