Acıyorsa Bastırma

Doktor yolda tesadüfen hastasına rastlıyor. Kırılan kolun nasıl oldu diye soruyor. Hastası da “daha iyi doktor bey ama bastırınca acıyor” diyor. Doktor da “o zaman bastırma” diye cevap veriyor.
Çok basit; acıyorsa bastırmayacağız. Geçti sandığınız, epeyce kabuk bağlayan, bastırınca halen acıyan yaralarınız var mı? Kimin yok ki…
Bilmem, belki de bastırmak lazım. Bastıralım iyice acısın. Acısın ki, ortaya çıkan acı ve ifrazat gün yüzüne çıksın, biz de yüzleşelim hepsiyle de, bu sayede bir daha acımaz belki.
Nadastan sonra dinlenen toprağın daha verimli olduğunu bilirsiniz. Toprağı nadasa bırakmaktansa, “olduğu kadar” ürün almayı göze almak da bir seçim. Ya da tercih mi demeliyim. Kendimize özel zaman ayırmak çok önemli. Her şeyden önce kişisel gelişimimiz için. Bunu sağlamanın yollarını bulmalıyız. Bu, ailemizden, yakınlarımızdan kaçmak, hatta uzaklaşmak anlamına gelmemeli şüphesiz. Özel alan yaratmaktan bahsediyorum. Örneğin bu yazıları yazmak benim için öyle. Kendimle konuşmamı, aklımı toplamamı, odaklanmamı sağlıyor. Okumalar yapmak da olabilir. Yürüyüş yapmak örneğin. Sabah henüz el ayak oynamamışken yapılan yürüyüşün yerini hiçbir şey tutmuyor. Çanakkale de bunun için çok uygun. Çok güzel hatta muhteşem yürüyüş parkurları var. Yeni keşfettiğim yerlerden birisi Anadolu Tabyası. Halka açıldığından beri sabahları oradayım. Peyzaj mimarisi, geniş sosyal alanları ve tabyaların içindeki müzelerle eşsiz. Çocuklar için ayrılan oyun parkı, yanında bir de yapay çimlerden labirent var. Bazen ben de giriyorum o labirentin içine. Bir anlık da olsa yolunuzu kaybedip, geri dönüp, çıkış yolu aramak ve bunu risksiz, bir oyun şeklinde yapmak iyi geliyor.
Yeni yılın ilk günlerinde, şu balkanlardan beklenen soğuklar geldi. Umarım afetsiz ve ziyansız olur. Kendinize yeni yıl plan takvimi yapmayı unutmayın. Gerçekleştirdiğiniz her maddenin üstünü de çizin fosforlu kalemle. Hiçbirimiz geçen yılki biz değiliz. Heraklet’in dediği gibi “aynı nehirde iki defa yıkanılmaz”mış.
“Dünle gitti cancağızım
Ne varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Diyen Mevlana’yı da unutmamalı. Her şey gönlünüzce olsun, hoşçakalın.