Malumunuz, geçtiğimiz hafta üniversite sınav sonuçları açıklandı. İki milyondan fazla gencimizin geleceğini şekillendirmedeki belki de en önemli viraj geçildi.
Peki bu virajdan sağ çıkmayı başarabildik mi?
Çoğul konuşuyorum. “Biz yapabildik mi?” diye soruyorum. Soruyorum çünkü dolaylı yoldan olsun ya da olmasın biz de bu hasardan payımıza düşeni alacağız.
Havada uçuşan sıfırlar var sonuçlarda. Sıfır çeken binlerce öğrenci! Sıfır batan bir gelecek!
Çift haneli doğru cevaplama istatistiği dahi yok neredeyse! TYT Türkçe testi haricinde hezeyan durumu mevcut.
Daha önce yazdığım gibi ben de girdim bu sene sınava. Liseden mezun olalı çok uzun zaman geçmiş olmasına rağmen çözdüğüm tüm alanlarda ortalamaları kat kat aşan sonuçlar aldım. Neden mi?
Sayısal öğrencisi olduğum için bu alandan örnek vereyim. Benim zamanımda bir matematik sorusu şu şekilde olurdu: Analitik düzleme yerleştirilmiş bir çember, çembere teğet geçen ve düzlemde belirli noktalarda kesişen doğrular ve bu doğruların birbirleri ile oluşturdukları açılar verilirdi. Yani bir soruda hem analitik geometri hem geometri hem trigonometri ve hatta fonksiyon, türev bilmemiz istenir; bu bilgiler eşliğinde doğru cevabı bulmamız beklenirdi.
Lakin bu seneki sınavda misal olarak bir geometri sorusu için üçgenlerle ilgili bazı formülleri bilmeniz yeterliydi. Tek soru, tek bilgi ile çözülebilirdi neredeyse.
Değinmek istediğim nokta şu: Bizler, yani seksenler doksanlar nesli, karşımıza çıkan sorunlar hakkında yorum yapabilecek şekilde eğitildik ve geliştirdik kendimizi. Tek düze biçimi kabul eden mevcut ergen nesil ise bu yetenekleri hiçbir zaman hissetmediler bile.