Bu yazı bütünüyle Gelibolu Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak üzerine kurulmuştur. Uyarayım; sonra demedi deme. Biraz sayın Başkanın etrafında gezineceğiz; sen buna istersen üzerinde tepinmek de..
Hiçbir şeyin önemi yok..
Evreşe kırsalından Ak Partinin isabetli (!) transferi Dr. Ali Kamil Soyuak, Gelibolu Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra kanımca başının dertte olduğunu anladı..güç göstermek istiyor; bunu yaparken saldırgan, sokak kavgacısı, maceracı ve kibirli tavır sergiliyor..
En azından benim okumam böyle..
Hatta diyesim var ki; Sayın Başkanın halleri Hubris Sendromunu çağrıştırıyor..
Hubris Sendromu: Yazar, danışman ve konuşmacı Canan Duman bir yazısında bu konuyu çok iyi anlatmış. Diyor ki; Canan hanım, liderlik kavramıyla ilişkilendirilen Hubris Sendromu, gücü elinde bulunduranların kibirleri ve egolarından kaynaklanan davranış bozukluklarıdır..
İY’nin Notu:
Davranış bozukluğu tanımı biraz ağır olmuş, davranış biçimi demek daha anlaşılabilir olacak sanırım. O nedenle tanımı bu şekilde düzeltmeyi tercih ediyorum. Bir detay daha; zafer kazanan biz insanlar ne yapacağımızı bilemeyiz. Bu nedenle kimi zaman zafer sarhoşluğu yaşarız. Galiba Kamil Başkan elde ettiği zaferden sonra pek de ne yapacağını bilemiyor.
Bir not daha düşelim şuraya..
Müsadenle..
Canan Duman’a göre kibir sendromu kişiliğin sonucu değil, çevrenin sonucudur. Bu tanımdan belki şu tanımı çıkarabiliriz. Başkan Soyuak’ın çıldırmış gibi tavırlar sergilemesi çevresel. Yani çevrenin halleri, durum tespitleri Başkan’ı çıldırtmış olabilir mi ?
Bu yazının sonuna doğru bir bonus vereceğim, sakın kaçırma. Çok etkileyici bulacağından şüphem yok; hatta kendini kontrol edeceksin. Kontrol etmekle kalmayacak bizzat ben neyim sorusuna yanıt bulacaksın..
Kıyağım olsun..
Gelibolu Belediye Başkanına dönelim..
Methini hep duydum..
Evreşe Belediye Başkanı iken güzel işler çıkardığına tanık olduk. Bir kez Evreşe’ye girip yemek yemiştik. Birkaç esnaftan Başkanı sormuş ve olumlu tepkiler almıştık. Siyasetçinin seveni de olur sevmeyeni de..
Önemli olan talebin ne olduğuna yanıt vermektir; bu toplumsal memnuniyetin artmasını sağlayacaktır. Keza, Başkanın önceliği partinin veya falancanın değil yönettiği şehrin çıkarları olmalıdır.
Soyuak Başkanın bunu yapmadığını söyleyemeyiz ama agresif, küçümseyici ve kibir derecesinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Az yada çok insan davranışını şak okuyan; hatta kişiyi oturuşundan, bakışından, endamından, ses tonundan bile tahlil eden ben – Allah bu yeteneği vermiş diyeceğim de çok mu megalomanca olacak. Olsun canım, neticede sert bir Belediye Başkanın davranışını yorumluyoruz. Şuraya bi ünlem koyalım da mesele yanlış yerlere gitmesin (!) - başkanın hallenmelerini birkaç başlıkta topladım..
a. Başkan, küçük bir Belde Belediye Başkanlığı koltuğundan geldi. Sayın Soyuak, başarısı ölçülerek Gelibolu’dan aday yapıldı ve karşılığında bi racon kesmek lazımdı, şu an onu yapıyor. Başkanın davranışı nasıl başlarsan öyle gider vaziyetine yanıt olmuş..
b. Yüksek profilli bir Başkan görüntüsü vererek farkını anlatmak istiyor; ancak dozunu ayarlayamadığı için bende Hubris Sendromu mu yaşıyor sorusu yarattı..
c. Yırtıcı olmak istiyor. Kendini göstermek istiyor. Tepeden bakıyor. Sanma ki; sayın başkan bunları rastlantısal veya farkında olmadan yapıyor. Yüzde yüz bilerek, planlayarak yapıyor. Bu da bir konuyu konuşacağı zaman üzerinde çalıştığını, kafa yorduğunu gösterir.
d. Aferin almanın ruhunu dinlendireceğini bildiği için frensiz giderek; kendisine oy verenlerin sinmiş, sönmüş ruhunu ateşliyor. Alkışlanmak istiyor çünkü ben çalışkanlığım ve dürüstlüğümle buraya geldim diyor..
e. Bütün bunları yapabiliyor olmasının en önemli sebebi gördüğüm kadarıyla karşısında dişli bir siyasetçi yok. Başkanı uyarayım, süreç içinde bu durum kendisini ve halkını yoracaktır. O nedenle doz aşımı yapmamalı. Şu anda doz aşımı var. 5 yıl içinde muhterem başkanımız doz aşımı nedeniyle toksik duruma sebep olabilir..dikkat etmeli.
f. Tavsiyem şudur; günün şartlarına göre kendisini kalibre etmesi hem kendi yarına hem Gelibolu halkının yararına olacaktır. Filmin tadı dozun artarak devam etmesiyle mümkündür. Heyecan verici olmak için keskin bıçak olmak yerine gönül köprüsü kurmak gerekir. Bu da doz ile ölçülür. Şu anda başkan Soyuak heyecan verici olmaktan uzak, aksine korkutucu..
g. Başkanı bekleyen en tehlikeli durum kendisini durduracak birinin olmamasıdır..bunu bildiği için kaygılı tavır sergilediğini söylemek mümkün..hadi bir de şuraya araba lastiği reklamından anlamlı bir söz ekleyelim; orantısız güç güç değildir..
ğ. Alfebemizin efsane harfini es geçmek şanına haksızlık olurdu..şimdilik bu kadar.
Görünen o ki; sayın başkanı daha çoook konuşacağız..ama konuşurken aklımıza bir soru takılacak. Sosyal Medya’da koyverilen reelslerin orijinali nasıldı..biliyor muyuz; elbette bilmiyoruz. Korkmuş, sinmiş gibi duran kişilerin, diğer cephenin tavrını da bi reels ile görmek isteriz. İşin aslı bize gösterildiği gibi mi yoksa bilmediğimiz bir cayırtı mı var. İşte bunu öğrenmemizin en etkin yolu karşı cephenin aynı tavırla reels yayınları yapması olacaktır.
Şeffaf bi soru ile konuyu bağlayayım..
Bulaşıkları kim yıkayacak ?
Meraklısına:
Yazımı buraya kadar okuyan sevgili okurlarıma bi bonus vereceğimi söylemiştim ya; hah işte şu an o andasın..kendini kanırta kanırta sorgulayacağın (tabi yüreğin yeterse) ve eminim sana çok şey katacağını düşündüğüm bir yazıya hazır ol..
https://www.indyturk.com/node/700471/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/hubris-sendromu-nedir