Halk arasında yarım baş ağrısı olarak da tanımlanan migren, tek taraflı ve periyodik ağrı ile karakterize bir klinik sendromdur. Küresel baş ağrısı yükü raporlarına göre, migrenin küresel prevalansı her iki cinsiyette de %14.4 olarak tahmin edilmektedir. Migren, dünyadaki 50 yaş altı popülasyonu oldukça yaygın bir şekilde etkilemektedir. Ayrıca kadınların erkeklere kıyasla migrenden 2.2 kat daha fazla etkilendiği bilinmektedir.
Gelelim migren ve beslenme arasındaki ilişkiye. Migrenin klinik belirtileri diyet davranışlarından ve diyet unsurlarından etkilenmektedir. Migren için çeşitli diyet tetikleyicileri tanımlanmıştır. Özellikle eliminasyon diyetinin, gıda duyarlılığı olan migren hastalarında baş ağrılarını önlemek için etkili olabildiği gözlemlenmiştir.
Yapılan çalışmalarda açlık, atlanmış öğün, stres ve alkol (özellikle kırmızı şarap) tüketimi migrenin en baskın tetikleyicileri olarak birinci sırada yerini almıştır. Yağlı ve kızartılmış besinler, kafein yoksunluğu ve bira ise ikinci sıraya yerleşmiştir. Stres, uyku, koku, gürültü, ışık, menstruasyon, yorgunluk gibi çevresel ve hormonal faktörler de görülen en sık tetikleyiciler olarak belirlenmiştir.
Migren hastaları aynı zamanda besin öğelerinden bir ya da birden fazlasına karşı aşırı hassas olabilmektedirler. Baş ağrısını tetiklediği öne sürülen besinlerin içerisindeki başlıca kimyasallar histamin, nitrat, nitrit, tiramin, feniletilamin ve monosodyum glutamattır. Tiramin, özellikle sert ve cheddar peynir çeşitlerinde, feniletilamin çikolatada, oktopamin turunçgillerde ve histamin birada ve kırmızı şarapta bulunmaktadır.
Migren hastalarında magnezyum emiliminde genetik yetersizlik, böbrekten magnezyum kaybı, stres sebebiyle magnezyum depolarının boşalması, düşük besinsel alım ve bazı diğer sebepler nedeniyle yetersizlik gelişebilmektedir. 12 hafta boyunca yürütülen çalışmalarda magnezyumun beyin arterlerinde gevşeme işlevine bağlı olarak migrenin önlenmesi ve tedavisinde önemli rolü olduğu görülmüştür. Magnezyum içeriği en yüksek gıdalar arasında rafine edilmemiş (tam) tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, baklagiller, avokado, muz, hurma, incir gibi meyveler bulunmaktadır. Aynı şekilde koenzim Q10 kullanımının yetişkin bireylerde migrenin önlenmesinde etkili olduğu gösterilmiştir.
Migrenli bireylerin öncelikle beslenme günlüğü tutmaları ve atak geçirilen zamanlarda tüketilmiş olan besinlere dikkat etmeleri önemli bir başlangıç olacaktır. Bu şekilde besinlerin bireysel olarak etkisinin anlaşılması, tedavide yer alıp almayacağının belirlenmesi ve atak sıklığının azaltılmasına yönelik uygun bir beslenme planının oluşturulmasında yol gösterici olabilir.
Yapılabilecek diğer başlıca değişiklikler uyku hijyenine dikkat edilmesi, meditasyon ve nefes egzersizleri yapılması, önerilen beslenme planına uyulması, günlük sıvı alımının yeterli düzeyde sağlanması, sosyal hayattan uzaklaşılmaması şeklinde sıralanabilir. Herkese sağlıklı günler dilerim.