Bir şehir düşünün…
Tarihiyle gurur duyar, köprüsüyle övünür, doğasıyla öne çıkar. Ama iş kültürel altyapıya, bilgiye ve eğitime gelince… işte orada sesler kısılır. Çünkü bugün Çanakkale’de sadece 13 kütüphane var.
Evet, yanlış değil: On üç.
Bir tarafında üniversite öğrencileriyle dolu genç bir nüfus, diğer tarafında eğitim imkanına hasret köy çocukları… Ama kütüphane sayısı, bir ilçedeki kahvehane sayısına bile yaklaşamıyor.
Bu tablo bize şunu gösteriyor: Çanakkale’de kültürel adalet yok.
Bir mahallede çocuklar hafta sonunu kitap okuyarak geçirirken, diğerinde kütüphane nedir bilmeden büyüyorlar. Bazı okullarda öğrenciler 3D yazıcılarla proje geliştiriyor, bazı köylerde hala okula giden yol bile stabilize. Kaç tane açık köy okulu kaldı ki... Açık görünen, öğrencisiz köy okulları da karmaşanın bir diğer yüzü. Atanmış öğretmeni var, öğrenciler başka köyde eğitimine devam ediyor... Zorunluluk mu, tercih mi bilinmez?
Peki bu ulaşılmazlık neden?
Devletin “her vatandaşa eşit hizmet” sözü, kültür alanında ve eğitim sisteminde neden bu kadar cılız kalıyor?
Yol yapmak, köprü yapmak kadar zihinlere yol açmak da kamusal bir görev değil mi?
Kültürel altyapı, sadece kitap okumakla ilgili değildir.
Bir şehirde tiyatro salonunun, kütüphanenin, sergi alanının, halk eğitim merkezinin sayısı; orada yaşayan insanların kendini geliştirme fırsatının göstergesidir.
Ama Çanakkale’de kültürel hizmetler merkezde toplanmış durumda. Lapseki’de, Biga’da, Ezine’de bir çocuk okumak istese, çoğu zaman şehir merkezine gitmek zorunda kalıyor.
Bu, sadece bir sayı meselesi değil; bu, adalet meselesi.
Çünkü bilgiye erişim, suya erişim kadar temel bir haktır.
Bir çocuk köyde doğduğu için kitapla geç tanışıyorsa, bu sadece eğitim sisteminin değil, hepimizin ayıbıdır.
Artık şu soruyu sormanın zamanı geldi:
Bir ilin kültür bütçesi neden yıllardır aynı kalır?
Belediyeler, “sosyal tesis” adı altında yapılan devasa binalara harcanan paranın küçük bir kısmını neden bir gezici kütüphane projesine ayırmaz?
Ve neden biz, vatandaş olarak bunu daha yüksek sesle talep etmeyiz?
Çanakkale, yalnızca geçmişiyle değil, geleceğe ne bıraktığıyla da anılacak bir şehir.
Ama o gelecek, bilgiye adil erişim olmadan kurulamayacak.
On üç kütüphane, bu topraklar için bir sayı değil, bir sessizliktir.
Ve o sessizlik, bizlerin sesiyle bozulacaktır.
İyi haftalar.
Yorumlar
Kalan Karakter: