Dün Çanakkale’de yaşanan bıçaklama olayı hepimizin yüreğine oturdu.
Bir yanda okullarda giderek tırmanan akran zorbalığı…
Diğer yanda sokak ortasında, bir anda patlayan ve bir bıçak darbesiyle hayatları altüst eden şiddet…
Aslında ikisi arasında kalın bir çizgi yok.
Aksine, birbirine bağlanan ince ince iplikler var.
Akran Zorbalığı: “Sadece Çocuklar Arasında Bir Tartışma” Diyenlere…
Aylardır, yıllardır konuşuyoruz:
Çocuklar birbirine neden bu kadar kırıcı, acımasız, saldırgan?
Akran zorbalığı dediğimiz şey, “bir itiş kakış” değil artık.
Bir çocuğun psikolojisini bozan, dersini aksatan, hayatını karartan bir süreç…
Ve çoğu zaman büyükler tarafından hafife alınan bir çığlık.
Çocuklar öğreniyorlar bizden.
Söylediğimiz sözlerden değil, sergilediğimiz davranışlardan.
Eğer evde öfke normalse,
Sokakta şiddet bir “halletme biçimi” gibi görünüyorsa,
Sosyal medyada hakaret alkış alıyorsa…
O çocuk neyi kopyalayacak?
Bıçaklama Olayı: “Bir Anlık Öfke” Miydi, Yoksa Birikmiş Şiddetin Patlaması mı?
Dün yaşanan bıçaklama olayı, tek başına bir “asayiş haberi” değil.
Bu, toplumda giderek kabaran öfkenin bir yansıması.
Birçoğumuz “nasıl olur?” diye soruyoruz ama cevap aslında çok net:
Şiddet bir günde ortaya çıkmıyor.
Küçük yaşta başlayan zorbalık,
Gençlikte sert tartışmalara,
Yetişkinlikte silaha ya da bıçağa sarılmaya dönüşüyor.
Öfke bir alışkanlık haline geliyor.
Sakinlik ise öğrenilmediği için kayboluyor.
Okul Koridoru ile Sokak Arasında Ne Fark Var?
Belki de en acı soru bu:
Okuldaki zorbalık ile sokaktaki bıçak darbeleri arasındaki fark ne kadar?
Çok değil.
İkisi de aynı kaynaktan besleniyor:
Duygusal yönetimsizliğimiz,
Sorunları konuşarak çözme kültürünün eksikliği,
Ailelerin ve öğretmenlerin yalnız bırakılması,
Gençlerin öfkesini tanıyamaması,
Toplumun “şiddetle çözmeyi” normalleştirmesi…
Biri küçük yaşta görülürse “çocukluk hareketi” deyip geçiliyor,
Büyüdüğünde ise “asayiş” oluyor.
Ama ikisinin kökü aynı:
İhmal.
Asıl Soru Şu: Şiddeti Küçükken Mi Yakalayacağız, Büyüdükten Sonra mı Temizleyeceğiz?
Zorbalığı konuşmaktan yorulmamalıyız.
Çünkü konuşmazsak, çözmezsek, küçümsersek…
O zorbalık kendine bir üst form buluyor.
Çocuklar öfkeyi yönetmeyi, empatiyi, sınır koymayı öğrenmezse;
O çocuklar büyüyünce öfkesini sokakta da taşımaya devam ediyor.
Ve şehir olarak en büyük yanılgımız şu oluyor:
“Bu sadece bir okul olayı…”
“Bu sadece bir kavga…”
“Bu sadece bir ısırık, bir itişme, bir bıçak…”
Hayır.
Bu, aynı zincirin halkaları.
Şiddet Bir Günde Bitmez, Ama Bir Günde Başlayabilir
Şiddet kültürünü dönüştürmek zor ama imkansız değil.
Çocukların birbirine nasıl davranacağını öğretmek,
Gençlerin öfkesini yönlendirmeyi bilmek,
Büyüklere de “şiddetsiz iletişimi” hatırlatmak zorundayız.
Çünkü bugün okulda gördüğümüz zorbalık,
Yarın sokakta gördüğümüz bıçaklama olabilir.
Ve biz hala geç kalmış sayılmayız…
Ama daha fazla gecikmeye de tahammülümüz yok.
İyi haftalar.
Yorumlar
Kalan Karakter: