Takvimler 2025’in son sayfalarını çevirirken, Çanakkale’de yılın nasıl geçtiğini tek kelimeyle özetlemek zor olur.
"2026'yı heyecanla bekliyorum."
"Bu yıl benim yılım olacak."
Benzeri cümleler kurmaya cesaret eden kimseyi görmedim, duymadım.
Bu şehir, bir yandan rüzgarıyla insanın içini açmaya devam ederken, diğer yandan gündemin ağırlığını omuzlarında taşıdı. 2025, Çanakkale için “sakin şehir” algısının sık sık sınandığı, küçük meselelerin bile büyüyerek herkesin hayatına dokunduğu bir yıl oldu.
Hayat pahalıydı.
Pazar filesi her hafta biraz daha hafifledi. Balık tezgâhında “bugün bakmakla yetinelim” cümlesi sıradanlaştı. Öğrencisi, emeklisi, çiftçisi… Herkes aynı soruyu sordu: Bu şehirde yaşamak neden bu kadar zorlaştı? Çanakkale’nin “yaşanabilir” olma hali, 2025’te ciddi bir ekonomik testten geçti.
Ulaşım ve altyapı konuşuldu, ama çözüm hep yarına kaldı.
Akıllı duraklar, kesintiler, sefer saatleri… Şikayet çoktu, sabır ise giderek azaldı. Kent büyürken, hizmetlerin aynı hızda büyümemesi en çok dillendirilen konulardan biri oldu. Çanakkale 2025’te şunu açıkça söyledi: Planlama olmadan gelişme olmuyor.
Çevre bu yıl da sessizce alarm verdi.
Kuraklık kapıyı çaldı, tarım zorlandı, yerli tohum yeniden hatırlandı. Kazdağları yine gündemdeydi; bazen bir haberle, bazen bir sessizlikle. 2025, doğanın “beni fark edin” dediği ama insanın çoğu zaman geç kaldığı bir yıl olarak kayda geçti.
Toplumsal meseleler daha görünür oldu.
Akran zorbalığı, şiddet olayları, uyuşturucuya erişimin kolaylığı… “Bize yakışmıyor” dediğimiz pek çok olayla yüzleştik. Küçük bir şehir olmanın avantajı, her şeyin çabuk duyulması; dezavantajı ise çabuk kanıksanması oldu.
Ama bütün bunlara rağmen…
Çanakkale yine de dayanışmayı unutmadı. Bir esnafın deftere yazdığı borçta, bir köylünün ürününü paylaşmasında, bir öğrencinin sesini yükseltmesinde bu şehrin vicdanı kendini gösterdi.
2025 bize şunu öğretti:
Çanakkale güzelliğiyle değil, nasıl yönetildiğiyle konuşulmak istiyor. Sorunlar ötelenerek değil, konuşularak çözülüyor. Bu şehir “idare eder” ile değil, “hak eder” ile anılmayı bekliyor.
Yeni yıl kapıda.
Dileğimiz büyük değil aslında: Daha adil, daha planlı, daha nefes alabilen bir Çanakkale.
Çünkü bu şehir, 2025’te çok şey anlattı… Yeter ki dinleyelim.
İyi yıllar...
Yorumlar
Kalan Karakter: