Bugün size gerçek bir hikaye anlatacaktım ama birkaç eksik var. Bu bir dedikodu değil, tamamen gerçek bir hikaye. Bu hikayeyi özellikle Kahramanmaraşlılar dikkatle okusun. Katkı sunmak isteyenler için de gazeteye bir telefon numarası bırakacağım.
Tabi bu hikayeyi yazabilmek için kişinin de iznini almam gerekiyor.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra gelelim dedikodumuza.
Canlarım, şekerler ortalıkta o kadar çok sırtlan var ki; duydukça, gördükçe hepsini aslanlara yem edesim geliyor ama yapamıyoruz işte. Bu kez dedikodu gönülsüz zorlamalara çıkıyor.
Bir kamu kurumunda memur olarak çalışan kahramanımız maşallah zamparalıkta mastır yapmış, bu işlerin nasıl yapılacağının kitabını yazacak kadar tecrübeli Ali bey.
Üstelik zamparalığını saklamıyormuş da. Kahvede, masada, sokakta tanıdıklarına bu işi nasıl yaptığını ayrıntısıyla anlatıyormuş. Neymiş efendim; bu işlerde adının çıkması önemli bir artıymış. Eğer adın çıktıysa kadınlar seni kendisi buluyormuş.
Daha neler.
Eğer kadınlar şurada filanca adam varmış, herkesle düşüp kalkıyormuş bir de biz bakalım şu adam neymiş, ne özelliği varmış da herkes onun peşinden koşuyor dermiş. Bana saçma bir kurgu geldi bu düşünce.
Neyse efendim, bizim Ali bey kurumda bir kadına takmış. Kadın yeni tayin mi ne olmuş. Galiba, daha önceki kurumunda da sorunlar yaşamış. Sırtlanlar, vahşi bürokrasi ormanında dul ve afilli olduğu için saldırmış. Aman Allah dulsanız, bir de afilliyseniz vay halinize. Hemen doğal hayatın bürokrasi düzlüklerinde sırtlanlar peşinize düşer.
Adam tescilli çapkın olunca kadının da kulağına gitmiş bu durum. Henüz 40’ına gelmemiş genç kadının bu taraklarda bezi yokmuş ama bizim Ali bey kahvede pişti oynarken ayartılmayacak kadın yoktur falan diyormuş.
Ali beyin bu dünyasına şaşırdım. Nasıl oluyor da bu kadar özgüven zehirlenmesi yaşıyor.
Gel zaman git zaman kadın ortama alışmış. Haliyle aynı kurumda çalışınca herkesle tanış oluyorsunuz. Ali bey kadının kuyruğundan ayrılmıyormuş. Üstelik bu adam evli ve çocuklu. İflah olmaz azılı bir zampara.
Saçlar boyalı.
Bıyıklar boyalı.
Amah allahım, kaynağım adamın sosyal medya hesabından resmini de gösterdi.
Midem bulandı. Oldum olası saçını, bıyığını boyayan adamlardan nefret ederim. Adamı düşündükçe hala midem kalkıyor.
Adam genç kadına DM’den yürüyormuş.
Kadın, mesai içinde bile bu yürümelerden illah etmiş ama zampara durmak bilmiyormuş.
Pişti masasındaki arkadaşları bu muhtereme bir şaka yapmak istemiş ve zarfın içine bir notla prezervatif koymuş ve masasına bırakmışlar. Kadının bu olup bitenden haberi yok tabi. Zampara Ali bey masasında zarf içinde bir prezervatif ve senin ününü duydum, beni de al notunu görünce içi köpürmüş.
Akşamına, bizimki yine kahvede anlatıyormuş.
Efendim kadın ona bayılıyormuş da. Masasına prezervatif bırakmış da. Not yazmış da. Beni de al demiş de. Bu açık davetmiş de. Ona iltifat etmiş de. Çok seksisin demiş de. Atışların bin bir para.
Ertesi günü bu kez adam kadının odasına gitmiş ve bıyık burmuş notunu aldım, seni bu akşam götüreceğim demiş. Kadının bir şeyden haberi yok tabi. Bağırış, çağırış derken olay başka yerlere sıçrıyor ve bizim zampara, kılıksız herif soluğu il dışı tayinde almış. Sürülmüş yani.
Kadın da kurtulmuş diyeceğim ama hiç öyle bir durum olmamış.
Sırtlanın biri gitmiş yenileri gelmiş. En sonunda kadın tayin istemiş. Şu sıralar tayinin çıkmasını bekliyormuş.
Ne yazık ki; bizim ülkemizde afilli bir kadınsanız, hele hele bir de dulsanız potansiyel yollusunuz.
Ne hale geldik.