Ardı ardına yaşadığımız yangın felaketinden umarım dersimizi almışızdır. Ormanlarımızın ve içerisindeki nice canlıların yok oluşu bizleri derinden etkiledi. Şimdi yaraları sarma ve geç kalmadan bu sahaların rehabilitasyonu için gerekenleri yapma zamanı. Bu arada sorumluları bir an önce tespit edip kanun önünde yargılamayı da ihmal etmemeliyiz tabi ki.
Gökçeada' mızın eşsiz güzelliğinin hasar alması, oksijen kaynağımız olan ağaçların yok oluşu hepimizin canını fazlasıyla yaktı. Televizyon kanallarından birinde, Kızılkeçili Köyü' ndeki yangının sonrasında yapılan haberde küçük çam ağaçları olan bir bölgeyi gösterdi ve muhabir, daha önce oranın yanmış olabileceğini söyledi. Kazdağları çevresinde dolaştıysanız, mutlaka küçük çam ağaçlarının olduğu bölgeleri görmüşsünüzdür. Ormanlarda düz kesim yapılan yerleri kesim bitince sürüyorlar ve yerlerine yeniden tohum oluşması için ortam hazırlıyorlar. Çam ağacı ülkemiz için her yerde uygun yetişme koşuluna sahip değil. İlkokula giderken öğretilmiş şarkı bile var: "Kestane, gürgen, palamut altı yaprak üstü bulut, gel sen burda derdi unut, orman ne güzel ne güzel..."
Aslında yağmurları getiren de bu ağaçlar. Yüksek rakım isteyen bu ağaçları korumak kuraklığın etkisini azaltabilir. Köylerde yaşanan su kesintilerinin çoğalması sıcaklıkların artmasıyla bütün canlılar için sıkıntı yaratıyor. Bu duruma tamiri geciken su arızaları da tuz biber oluyor. Hem de Yerel Seçimler yaklaşmışken. Telefon şebekelerinin çekmediği yerlerden daha fazlasını beklemek, umut kırıcı oluyor.
Zeytinliklerin tahrip edilip, imara açılması ekonomik anlamda da kaynağımızı tüketmemize sebep oluyor. Zeytin ağaçlarının yerine bir kaç çam ağacı dikmek, doğaya aykırı gelmek olmuyor mu?
Bu sorunun yanıtı: "Ağaçlandırma yaparken doğayı taklit etmeliyiz." olmalı. Nasıl ki zeytin ağacı yerine çam yetişmiyorsa, çam ormanları yerine de zeytin ağacı dikme önerisi - ne kadar iyi niyetli görünse de- ekosistem mantığına çok da uygun bir teklif değildir. Ağaçlandırma konusu uzmanlık ister. Organik bir ortamda kendini büyütmeyecekse bir canlı, hayatta kalmasının ne önemi olabilir!
Şunu da unutmamak gerekir 'hiçbir ağaç meyvesiz değildir.' Yani çam ağaçlarını meyvesiz bir ağaç olarak düşünmek hatadır. Ağaçların kimisi; kurdu kuşu, kimisi insanı, kimisi de tabiatı beslemekle vazifelidir. Yeter ki dikelim ve koruyalım.
İyi haftalar.
Altı Yaprak Üstü Bulut
Ardı ardına yaşadığımız yangın felaketinden umarım dersimizi almışızdır
Yayınlanma :
24.07.2023 09:00
Güncelleme
: 24.07.2023 09:00
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: