Bugün yağmur düştü Çanakkale’ye… Ne zamandır unuttuğumuz o toprak kokusu, sokaklara sinen serinlik hepimize “oh be” dedirtti. Ama şunu da itiraf edelim: Bu yağmur bir günlüğüne sevindirse de, kuraklık gerçeğini silip süpürmüyor.
Aylarca tarlalar çatladı, barajlar çekildi, köylü tohum ekmeye korktu. Biz ise gündemi kavgalarla, didişmelerle doldurduk. Oysa asıl meselemiz; sofraya koyacak ekmeğin, çeşmeden akacak suyun, pazara inecek sebzenin derdi.
Çözüm önerileri konuşuluyor mu? Hayır. Bugün yağan yağmurun ardından “çok şükür” dedik, peki yarın için ne planımız var? Yağmur sularını toplamak, yeraltı sularını korumak, damlama sulamayı teşvik etmek, beton yerine toprağı nefes aldıracak alanlar bırakmak… Bunlar neden tartışılmıyor?
Gündemimiz sadece büyük siyaset kavgalarıyla dolmasın. Çocuklarımızın geleceğini konuşalım. Yağmur damlası bile kıymetliyken, hala musluğu açık bırakıyorsak, hala tarımda suyu hoyratça harcıyorsak, yarın bu topraklarda ne yetişecek?
Bugün yağan yağmur bize umut verdi, ama asıl umut, ortak akılla çözümler üretebilmekte. Çünkü mesele sadece doğa değil, bizim yaşam hakkımız. Unutmayalım: Susuzluk geldiğinde tartışmalarla değil, tedbirlerle hayatta kalabiliriz.
İyi haftalar.
Yorumlar
Kalan Karakter: