Çanakkale’de ulaşımın en parlak yıldızı bir süredir “akıllı duraklar.” Ekranlı, ışıklı, modern, hatta bazıları sesli… Yani kağıda döktüğünüzde kulağa hoş gelen bir şehirleşme hamlesi. Fakat gelin görün ki Çanakkale halkı bu duraklara bakarken, çoğu zaman “durak akıllı ama sistem değil” demekten kendini alamıyor.
Görünen o ki, şehirdeki toplu taşıma deneyimi; tıpkı sonbahar mevsimi gibi… Bir yanıyla umut verici, bir yanıyla da serin sürprizlere gebe.
Ekran ve bilgi bazen var, bazen yok. Gelen otobüste keza öyle. Diyelim otobüs geldi, durakta bekleyen vatandaşlar için yer yok, o durakta indirecek yolcusu da var. Hemen o durağın on metre ilerisinde yolcuyu indirip diğer durağa doğru yoluna devam ediyor. Durakta bekleyen yolcuların bu aldanışı yaşaması, doğru mu?
Akıllı durakların ekranlarında otobüsün kaç dakika sonra geleceği yazıyor. Güzel. “Kaç durak uzakta” bilgisi de var mı? O da var. Ama ekranın gösterdiği süre ile otobüsün fiilen gelme süresi bazen birlikte yürümek istemeyen iki inatçı keçiye dönüşüyor.
Halkın yorumu net:
“Ekran güzel ama otobüs bir türlü ekrandaki hayatı yaşamak istemiyor.”
Bu nedenle birçok yolcu, ekrana bakıp umutlanıyor, sonra soğuk rüzgarla birlikte gerçeğe dönüyor. Bir şehir efsanesi gibi: “2 dakika yazıyor ama 10 dakikadır ayaktayım.”
Engelli dostu sistemde, eksik halkalar da söz konusu haline geliyor. Bu durumun sonucunda, en çok dikkat çeken konulardan biri de sesli anonsların yer yer kesilmesi veya kısılması. Görme engelli vatandaşlar için büyük bir kolaylık sağlayan bu özellik, kimi duraklarda adeta “sessize alınmış.”
Teknoloji var, altyapı var; ama erişilebilirlik bazen yarım kalıyor.
Halkın haklı sorusu:
“Madem akıllı durak yaptık, neden herkes için tam işlesin diye ısrarcı olmuyoruz?”
Başka bir eleştiri ise durakların yerleriyle ilgili. “Akıllı” durak bazen tam işleyen bir kavşağın kaldırımında, bazen yolun rüzgarında, bazen de yürüyüş yolu üzerinde herkesin gözü önünde duruyor. Uygulama bir yandan modern şehir görüntüsü veriyor; diğer yandan yurttaşa “Buraya mı koymak zorundaydık gerçekten?” dedirtiyor. Çanakkale’deki genel kanı şu şekilde özetlenebilir:
Görüntü modern → iyi.
Bilgilendirme ekranı → faydalı.
Erişilebilirlik → iyi başlamış ama tam oturmamış. Sefer düzeni → iyileştirilmeden akıllı durak pek bir şey değiştirmiyor.
Kısacası, akıllı duraklar şehrin vitrinini güzelleştirdi ama içerideki düzen hala tam yerleşmedi. Vatandaş ise “Teknoloji tamam, sıra organizasyonda” diyor.
Çanakkale halkı, akıllı durağın kötü bir fikir olmadığını biliyor. Kimsenin ekrana karşı bir alerjisi yok. Hatta çoğu, “iyi ki var” diyor. Ama asıl beklenti, bu sistemin akıllı ulaşımın sadece görünen yüzü değil, tamamlayıcı bir parçası olması.
Çünkü şehirlerde ulaşımı akıllı yapan şey; ekranlar, direkler, tabelalar değil…
Düzenli sefer, erişilebilir hizmet ve vatandaştan gelen sese kulak veren irade.
Akıllı duraklar yerinde bir adım.
Ama Çanakkale’nin beklediği şey şu:
“Gelen otobüs de akıllı durağın sözünü tutsun.”
İyi haftalar.
Yorumlar
Kalan Karakter: