Gelenek ve göreneklerimiz çok kıymetli, bizi millet yapan unsurlardan. Yıllar geçtikçe ihtiyaçlar ve masraflar millet olarak değişiyor. Gelenek ve göreneklerin günün ihtiyaçlarına göre güncellenmesi gerekiyor. Mesela eskiden köylerde davullu zurnalı yapılan dernek gezmelerinin şehirlerdeki gürültüyle karışması bugün yaşadığımız şehir hayatına uymuyor. El öpmemek saygısızlık olarak düşünülüyor. Fakat pandemi ile birlikte bu durum değişti. Ekonomik şartların değişmesiyle ağırlığınca altın olarak düşünülen başlık parasının yerini evi nasıl geçindirecekler paradosine bıraktı. Gelenek ve göreneklere işleyen madenden sebze ve meyve daha değerli. Sağlıklı bir millet olarak hayatımıza devam etmek, madeni ganimetlerden çok daha önemli.
Temiz, pestisit kullanılmayan gıdaya bugün ulaşabilmek gelecek nesillere yapılabilecek en büyük iyiliktir. Bu konuyla ilgili Çanakkale Belediyesinin Harmanlık üretici pazarı var. Fakat ihtiyaçların karşılanmamasından doğan sorunlar yüzünden yok olmanın eşiğinde. Temiz gıdaya kolay ulaşımın yanı sıra 20 sene içinde çıkacak gıda krizi açısından toprağın korunması için ve genel anlamda ekonomi ile eşdeğer ekolojik gelecek politikaları bakımından üretici pazarlarının korunması ve arttırılması gerekiyor. Tarım zehiri kullanılan bitkinin bu üretici pazarına girmemesi lazım ki Harmanlık pazarı amacına ulaşsın. Gerekli denetimin yapılması ve üreticilerin daha fazla desteklenmesi gerekiyor. Çoğu gıdaya pahalı ve sağlıksız bir şekilde ulaşabiliyoruz. Her gün gelen zamları artık takip edemiyorum. Anladığım şeyler: arabaya binme, et yeme, tatile çıkma, taze sebze bile yeme... Bu durumda sadece kira öde, fatura öde, kredi kartı öde... Maalesef madeni paraların hurda olarak daha değerli olduğunun farkına vardık.
Osmanlı Devleti' nde 1878 yılında bozuk para sıkıntısı yaşanır. Piyasadaki sikke o kadar azalır ki, daha önceleri halk tarafından küçük görülen ve şikayet edilen bakır sikke bile bulunamaz hale gelir. Bozuk para olmaması sebebiyle şirket-i hayriyye ve idare-i mahsusa vapurlarının, tramvay ücretlerinin ödenmesinde ciddi problemler meydana gelmeye başlar. bunun üzerine şirketler 10 ve 20 paralık biletler bastırır. Biletleri toplu halde alan halk, zamanla bu biletleri alışverişlerde de kullanmaya başlar. Fakat bir süre sonra esnaf bu biletleri kabul etmemeye başlar, halkın elinde kalan biletler yeni bir problem doğurur. Bunun üzerine devlet 10 paralık posta pulu çıkarır. Toplamda 25 bin lira olacak şekilde basılan pullar para şeklinde piyasaya girer. Bu durum "para pul oldu" tabirinin kaynağı olmuş olur. Tarih hakikaten tekerrürden ibaret.
İyi haftalar.
Pulumuz Para
Gelenek ve göreneklerimiz çok kıymetli, bizi millet yapan unsurlardan
Yayınlanma :
30.05.2022 09:55
Güncelleme
: 30.05.2022 09:55
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: