Refah düzenimizin her koldan darbe aldığı son yıllarda, birilerinin hakkımız olan refahı sağlaması için sihirli değnekle kapı kapı dolaşıp her haneye, o sihirli değnekle dokunması gerekiyor. Kurtarıcı bekler gibi bekliyoruz seçimleri. Sizce her haneyi anlayabilirler mi? Halk olur mu (yine!) kazanan? Yoksa olduğu gibi devam mı eder refah seviyemiz? Gelen, "enkaz devraldık" der, çünkü her zaman genel seçim de olsa yerel seçim de olsa böyle söyleniyor. Kapımıza gelip broşür veriyorlar, ama "nasılsınız?" diye, bile sormuyorlar. Bu durum, benim nazarımda "oy ver de nasıl olursan ol." demek oluyor. Vatandaş olarak elimiz de kalan şey de gelecekten umudumuz oluyor. Var olmaya da devam eder, umuyorum. Çöpe gidecek her broşür için harcanan para ve kesilen ağaç bile zarar verirken ülkemize, üzülmemek de elde değil...
Merkez Bankası para basmaya devam ediyor, bütçe açığı ve cari açık önemli tutarda, döviz olağanüstü düzeyde olmasına rağmen, bir süre daha baskılanıyor. Pahalılık ortada, istihdam meselesi ise her yuvanın içine ateş düşürüyor. Tarım ve sanayi alanlarındaki verimsizlik ve alan daralması ilerisi için alarm vermektedir. Su kıtlığı için tasarruf önlemlerinin bilgisi paylaşılıyor. İçinde sürüklendiğimiz için bazen kanıksayıp gözden kaçırabiliyoruz ama ülkemiz pek çok alanda Afrika ülkeleri seviyesine inmiş, Bangladeş, Pakistan, Afganistan ayarına gelmiştir. Yaşadığımız süreç hemen hemen her ülkenin tarihsel süreç içinde yaşadığı yalpalamadan çok çok farklı. Şu ya da bu parti değil. Yaşanılan sorunlar artık ideolojik değil.
1950' de işbaşına gelen DP döneminde sıkıntılar ve savaşlar geride bırakılmıştı. Ona rağmen ekonomide devletçilik döneminin kazanımları ülkeyi kısa sürede ileri düzeye taşımıştı. Halkımızın kutsal duygularının her siyasi sıkışıklık dönemlerinde istismar edilmesi dışında sanayi ve tarım gibi temel ekonomi alanlarında ciddi bir başarı var mıydı? 1950 yılında yaşanan yol değişimi, ulusal ekonomi ve kalkınma modelinden küresel emperyalizmin simgesi olmuştu. 2023' te olacak yol değişiminin ise, neoliberalizmin halkımızı fakirleştiren küreselleşme ve finansallaşma politikalarından üretime ağırlık veren politikalara yönelmesi umulmalıdır.
Harper lee' nin "Başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır." sözü ne kadar anlamlı değil mi?
İyi haftalar.
Şapkadan tavşan çıkmaz
Refah düzenimizin her koldan darbe aldığı son yıllarda, birilerinin hakkımız olan refahı sağlaması için sihirli değnekle kapı kapı dolaşıp her haneye, o sihirli değnekle dokunması gerekiyor
Yayınlanma :
30.01.2023 09:00
Güncelleme
: 30.01.2023 09:00
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: