Bir süredir gözüme takılan bir olgu bazı gayrimenkul firmaları kendi reklam metinlerinde bu söylemi kullanmakta ısrar ediyor. Düşününce bana mı saçma geliyor yoksa başkalarında da aynı saçmalık hissini uyandırıyor mu bilemedim bir türlü. Yani bir gayrimenkul ofisi açıyorsun ya da alt bayilik veriyorsun ve bunu yaparken insanlara pazarlama stratejisi olarak bunu sunuyorsun; “Efendim biz %100 Türk sermayesiyiz”. Eeeee yani bu iyi bir şey mi ya da bunun nihai kullanıcı açısından ne gibi bir artısı var? Ayrıca bahsi geçen konu bir fabrika değil ki Türk malı hammaddeyi kullanıp, Türkiye pazarında satıp elde ettiği geliri yine yatırıma çevirsin. İçi boş söylemleri içi dolu gibi gösterme hevesimize bayılıyorum açıkçası.
Verilmek istenen mesaj; yurt dışı menşeili markalarda ofis açanlarla ve o markalarda faaliyet gösteren gayrimenkul danışmanları ile çalışmayın mıdır? Onlarla çalışırsanız ülkeye ihanet edersiniz hissi mi yaratılmaya çalışılıyor? Kendi markası altında çalışan danışmanlara milliyetçi söylemler ile motivasyon yaratıp yabancı markalara gitmeyin mesajı mı veriliyor? Kafamda deli deli sorular ya da Cüppeli Ahmet’in deyişiyle “manyak manyak işler”. Kendi birikimini gayrimenkul sektöründe değerlendirmek isteyen bir girişimci seçtiği markadan dolayı böyle bir töhmet altında mı kalmalı ya da onun bu girişim için ortaya koyduğu anaparanın kaynağı yurt dışı diye mi düşünülmeli? Boş işlerle uğraşmaya bayılıyoruz, bırakın kim nasıl çalışmak ve hangi marka ile çalışmak istiyorsa çalışsın. Önemli olan ortaya koyduğu değerdir, sektöre kattığı artıdır, müşterilerine sağladığı kazançtır; %100 yerli sermayeymiş falan gerisi hikayedir. Sen marka yaratacaksın veya ofis açacaksın kullandığın bilgisayardan telefona, arabandan kıyafetine hepsi yabancı marka olacak ama markan %100 yerli olacak; e güzel bir bakış açısı ama gidiş yolundan bile 5 puan vermezdim ben kendi adıma.
ÖDÜL ALIRKEN İTİBAR KAYBETMEK
Yine bu aralar gözüme çarpan bir durum birilerienteresan ödüller alıyor gayrimenkul sektöründe. Çalışıp yaptıkları cirolar ve döktükleri alın teriyle kendi markalarında ödül alan meslektaşlarımdan bahsetmiyorum ancak parayla satın alınan ödüller bana çok ilginç geliyor. Hani şu parayla röportaj yaptırıp Avrupa’daki Türk kanallarında 1-1,5 dakika yayınlatıyorlar, sonrasında bunu sosyal mecralarında “Bugün röportaja geldiler, beni çok mutlu ettiler” diye paylaşıyorlar ya onun gibi işte. Onlar seni mutlu etmediler ki sen onları daha çok mutlu ettin; piyasası 1000 TL civarı 1,5 - 2 dakikanın ki ona da zam gelmiştir. 10 – 15 dakika konuşacaksan ona göre tabi fiyat farkı. İşte bu hesabın aynısı ödül camiasında da mevcut, enteresan bir piyasa var ülkede. İtibarı para ile almaya çalışanların oluşturduğu bir talep olduğu için arz kendisini doğuruyor haliyle.
İşte bu ödül de aynı hesap; üşenmedim araştırdım, kendime iş edindim desem yeridir çünkü gerçekten çok anlamsız geldi bu itibar edinme saplantısı. 1 ay kadar önce Çanakkale’debir müteahhit “Yılın En Başarılı İş Adamı” ödülünü sallarken denk geldi sosyal medyamda, baktım millet de ciddi ciddi tebrik ediyor. İnsan haliyle “Nasıl olabilir?” diye sorguluyor. İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya falan dururken Çanakkale’den sen çık, özellikle piyasada kötü anıldığın bir dönemde en başarılı iş adamı ödülünü alıp, poz ver; sonrasında gelsin alkışlar, gelsin tebrikler ve de gelsin itibar. Bu müteahhit arkadaştan sonra bir iki ödül alan arkadaşa daha rastlayınca ben de başladım araştırmaya. Henüz piyasası ne boyutta o bilgiye ulaşamadım, böyle bir ödül kaça alınıyor falan bilmiyorum ama bilgisi olan paylaşırsa sevinirim. Ha bu arada gerek müteahhit arkadaşımız olsun, gerek bazı meslektaşlarımız olsun yılın en başarılı iş adamı, en başarılı gayrimenkul uzmanı ödülünü alırken aynı organizasyonlarda verilen diğer ödüller de gözüme takıldı. Mesela “Avrupa’nın En Başarılı Saç Ekim Markası”, “Avrupa’nın En İyi Bölgesel Zayıflama Merkezi”, “Yılın En İyi Medyatik Metafizik Uzmanı”, “Yılın En Başarılı Cilt Bakım Uzmanı”, “Bitlisin En İyi Kına Organizasyon Şirketi”, “Yılın En Başarılı Süsleme ve Organizasyon Firması”, “Yılın En iyi Pilates Stüdyosu” diye gayet eğlenceli bir liste mevcut. İtibar edinmeye çalışırken itibardan yememek gerekir diye düşünüyorum; kişinin itibarı sadece kendisinin dev aynasında gördüğü değil de daha çok başkalarının gözündeki yansımasıdır. Bu sebeple siz siz olun itibar edineyim diye var olanı da böyle garip ödüllerle kaybetmeyin.
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…