Aile Sistemi Dizimi, aile ilişkilerinin karmaşıklığını ve etkileşimlerini anlamayı hedefleyen bir terapi ve danışmanlık yaklaşımıdır. Alman bir psikoterapist olan ve bu terapiyi sistemleştiren ve kuran kişi olan Bert Hellinger, ailedeki bireyler arasındaki bağlantıları ve aidiyet duygusunu vurgular. Bu yaklaşım, ailenin içindeki gizli dinamikleri ortaya çıkarmak, aile üyeleri arasındaki dengesizlikleri düzeltmek ve aile sisteminin iyileşmesini sağlamak için kullanılan ve oldukça etkili bir terapi yöntemidir.
Bert Hellinger, Aile Sistemi Dizimi çalışmalarında bazı temel prensipleri benimser. Bu prensiplerden bazıları şunlardır:
Aidiyet Duygusu: Ailede her bireyin kendine özgü bir yerinin ve aidiyet duygusunun olduğunu vurgular. Bu, her üyenin eşit derecede değerli olduğunu ve kabul görmesi gerektiğini ifade eder. Bu kişi doğmamış bir bebek bile olsa aile sistemi içinde yeri vardır ve bu yerin kabul görmesi çok önemlidir. Bu bebek anne karnında düşmüş, ölmüş olabilir, ya da doğumdan sonra yaşamamış olabilir. Durum ne olursa olsun o bebeğin ruhu o aile sistemine aittir ve bunu herkesin bilip kabul etmesi ve de onurlandırması ruhsal açıdan çok önemlidir.
Denge: Aile sisteminde dengenin önemli olduğunu belirtir. Her bireyin, yaş ve rol farklarına rağmen, kendi sorumluluklarını ve sınırlarını taşıdığını kabul eder. Herkes kendi alanı, konumu içinde önemlidir ve değerlidir. Bireyin bunu görmesi ve kendini sistem içinde dengede tutması gerekir.
Sıralama: Hellinger, aile içindeki kuşaklar arasındaki doğal bir sıralamanın olduğunu söyler. Bu sıralamaya saygı gösterilmesi gerektiğini ve her bireyin yerine getirmesi gereken rollerin olduğunu ifade eder. Önce doğan daima önceliklidir. Bu kardeşler için çok önemlidir. Ancak anne-baba da çocuklardan önce bir ilişki kurduğu için çocuklardan öncelikli durumdadır.
İçerme ve Dışlama: Ailedeki bireyler arasında yaşanan içerme ve dışlama dinamiklerini vurgular. İçerme, aile üyelerinin onurlandırılması ve kabul edilmesini ifade ederken, dışlama ise bir bireyin aileden ya da sisteme ait bir parçadan dışlanması durumunu ifade eder. Dışlanan bireyler sistemi bozan bir yapı oluşturur ve bir kişinin dışlanması sistemde daima sorun yaratır. Sonraki kuşaklardan bir birey dışlanan kişiyle kendini farkında olmadan özleştirir ve ruhu onun dışlanmasını dengelemek ister. Böyle durumlarda genelde kişi farkında olmadan dışlanan atası gibi davranır, ya kendisini dışlamalarını sağlayacak koşullar oluşturur ya da kendi kendisini sistemden ayrı tutar. Bu kişi ya kendisi aile sistemine dahil olmalıdır ya da aile bireyleri onu kabul edip onurlandırarak aile sistemine dahil etmelidir ki sistemdeki ilişkiler normal seyrine dönebilsin.
Son yıllarda bilinen bir dizinin de etkisiyle Bert Hellinger'in Aile Sistemi Dizimi üzerindeki çalışmaları, aile ilişkilerini anlamak ve iyileştirmek isteyen birçok insan ve terapist tarafından kullanılmaktadır. Bu terapi şekli daha çok aile dinamiklerinde etkili olmaktadır. Her durum ve koşul için bu çalışmaya yönelmek her zaman çözüm olmayabilir. Burada önemli olan sizin ana konunuzun ne olduğudur. Söz konusu aile ve ilişkiler ise bu çalışmayı yapmanızı özellikle öneririm.
Sevgilerimle…