İnsan, varoluşundan itibaren kendisini ve dünyayı anlama çabası içerisindedir. Anlam arayışı, insan olarak bizim bilgiye duyduğumuz doğal bir ihtiyaçla birlikte, yaşamın derin anlamlarını kavrama çabası olarak da ortaya çıkar. Bu anlam arayışının bir çok sebebi olduğu gibi onu etkileyen de birçok etken vardır.
İlk etken olarak şunu söyleyebiliriz. İnsan olarak doğuştan gelen bir merak duygusuna sahibiz. Bir bebeği bile gözlemlediğimizde keşfetme ve merak çabasını her hareketinde ve bakışında görmek mümkün. Çevresindeki olayları, nedenleri ve sonuçlarıyla anlamaya çalışır. Bilgi edinmek, merakımızı gidermek bizim dünyayla etkileşim kurma biçimlerimizden birisidir.
Yaşamın ilerleyen süreçlerinde belli bir bilince geldiğimizde kim olduğumuz, neden var olduğumuz gibi varoluşsal sorularla karşı karşıya kalırız. Bu sorular da bizi anlam arayışına yönlendirir. Kendi varoluşumuzu anlamlandırmak, yaşamımıza anlam katmak için önemlidir. Anlam bulamadığımızda yaşam içinde amaçsız kalıp boşluğa sürükleniriz. Birçok yaşam bu şekilde körelip gitmekte maalesef.
Yaşadığımız deneyimler ve ailemizden öğrendiklerimiz de anlam arayışımızı şekillendirir. Hem olumlu hem de olumsuz deneyimler, hayatlarımızdan anlam çıkarmamıza ve bu deneyimleri anlamlandırmamıza yardımcı olur.
Bireysel hayatlarımızın dışına çıkıp toplum içinde kendimize baktığımızda ise toplumun üzerimizde büyük bir etkisi olduğunu fark ederiz. Çünkü sosyal bir varlığız ve toplum ve kültürlerin içinde büyürüz, öğrenir ve şekil alırız. Toplumsal normlar, değerler ve inançlar, bizim anlam arayışımızı şekillendiren önemli etkenlerdir.
İnsan olarak duygularımız da çok önemlidir ve duygusal olarak tatmin olmak isteriz. Sevgi, bağlılık ve anlam dolu ilişkiler hayatımızın öncelikleridir. Bu nedenle, duygusal tatmin ve anlam arayışını yaşamlarımız boyunca sürdürürüz. Ayrıca kendimizi geliştirmeye, potansiyelimizi maksimum düzeye çıkarmaya çalışırız. Bu süreç, bireyin kendi kapasitesini anlama ve kullanma çabası olarak da düşünülebilir. Potansiyelimizi keşfettikçe tatmin olup hayatımızı daha verimli yaşarız.
Anlam arayışı, genellikle hayatlarımızda önemli dönüm noktalarında daha da belirginleşir. Bu süreç, bilgelik, iç huzur ve yaşamın anlamı gibi yüksek düzeyli hedeflere ulaşma çabasını içerir ve anlam arayışıyla birlikte sürekli olarak öğrenme, büyüme ve gelişme çabası içinde oluruz. Bu süreç, insanın zihinsel, duygusal ve ruhsal yönden zenginleşmesine büyük katkıda bulunur.
Bütün bu sebepler ve etkenler eşliğinde hayattan keyif almak için yaşam amacımızı kafamızda erken yaşlarda netleştirmek yaşam kalitemizi artıracaktır. İnsan ilk önce kendine emek vermeli ve önce kendini anlamalıdır. Yaşamımız zaten bizim iç dünyamızın bir yansıması olduğundan anlam arayışına da merkezimizden -yani kendimizden- başlamak en akılcı yol olacaktır.
Yaşam yolumuzda kendimizi ve yaşamımızı anlam arayışımız mucizelerle, keyifle, kolaylıkla olsun ve böyle sıra dışı bir dönemde yaşayan bizlerin hayatları anlam ve farkındalıkla dolsun…
Sevgilerimle…
Emel Uğur Kırıcı