Teslimiyet hali, insanın kendi sınırlılıklarını ve evrensel bilgeliğin gücünü kabul ettiği derin bir içsel durumu ifade eder. Bu kavram, bir bireyin kendi iradesini Allah’ın iradesine teslim etmesi, kontrol illüzyonunu bırakması ve yaşamın akışına güvenmesi anlamına gelir.
Teslimiyet, insanın varlığını sorguladığı, yaşamın anlamını araştırdığı ve kendi sınırlı bilincinin ötesine geçmeye karar verdiği içsel bir yolculuğun parçasıdır. Bu süreçte, tekamül sürecindeki insanlar olarak bizler küçük benliğimizden sıyrılıp evrensel bir bütünün parçası olduğumuzu fark ederiz. Bu farkındalık bizi Allah’a teslimiyete götüren ve hayatın akışına bırakan önemli bir aşamadır.
Allah’a tam teslimiyet, kontrol arzusundan vazgeçmeyi ve yaşamın gizemine boyun eğmeyi öğretir ve her şeyin bir nedeni olduğu inancına götürür bizi. Bu inançta hayatın zorlukları, başarıları ve deneyimleriyle bir bütün olduğunu kabul etmemizi sağlar. Bu kabulleniş süreci birçok farklı kültür ve dini inanç sistemlerinde de önemli bir rol oynar. İnsanlar olarak biz Allah’a teslim olmanın, kendi içsel huzurumuzu bulmak ve ruhsal bir derinlik elde etmek yolunda kılavuzluk edebileceğine inanırız. Bu teslimiyet, yaşamın getirdiği zorluklara karşı direnç göstermek yerine, bu zorluklara açık bir kalp ve anlayışla yaklaşmamıza ve hayata tam bir güven içinde olup huzurla yolumuza devam etmemize vesile olur.
Allah’a teslimiyet, kendi egomuzu kontrol etmeyi, başkalarına ve dünyaya daha fazla sevgi ve anlayışla yaklaşmamızı sağlar. Bu, bütün varlıklarla birlikte uyum içinde olduğumuz bir denge durumunu yaratır. Tanrı'ya teslimiyetin anlamı, kendi sınırlı perspektifimizden sıyrılarak evrenin büyük resmini görmemize ve bu büyük resimdeki yerimizi anlamamıza yardımcı olan derin bir içsel bilgelik yolculuğudur bir bakıma.
Sonuç olarak, Allah’a teslimiyet, kendi sınırlılıklarımızı kabul etmeyi ve yaşamın gizemini içsel bir bilgelikle anlama çalışmasıdır. Bu süreçte yaşamın akışına güvenerek ve Allah’ın iradesine teslim olarak huzur buluruz. Akışa ve Allah’a güvenmediğimizde her şey çok daha anlamsız ve karmaşık gelecektir bize. Bu koas ise hayatımızı zorlaştırıp yolumuzu bulanıklaştıran bir ruh halini getirir bizlere. Daha sağlıklı ve verimli olabilmek için içsel huzuru bulmak ve her şeyi tam anlayamasak bile Allah’a ve yarattığı sisteme inanmaktan başka bir seçenek yoktur aslında bizler için. Ne kadar huzurda olursak yolumuz o kadar aydınlanıp güzelleşecek. Bu durumda hayatı bu bilinçle yaşamak hepimiz için en güvenli ve güzel yoldur… Yaşam içinde çabalarımızla “gayret bizden takdir Allah’tan” diyerek yolumuza güvenle devam edebilelim inşallah!
Sevgilerimle…
Emel Uğur Kırıcı