Yaratıcılık, ruhumuzun derinliklerinden gelen ve sınırsız bir potansiyele sahip olan bir cevherdir ve insan denen canlıların en şereflisine özeldir. Bu cevheri beslemek, onu sanat, müzik, yazı veya başka bir şekilde ifade etmek, tıpkı bir kelebeğin kozasından çıkmasına yardımcı olmak gibi yaratıcı enerjimizi açığa çıkarır ve hem bizi hem de dünyamızı besler.
Günümüzde yapay zekanın her şeyi yavaş yavaş ele geçirmeye ve bir çok sektörü ve mesleği tehdit etmeye başlamasıyla birlikte insan olarak geleceğimizle ilgili endişeye kapılabiliriz. Ancak unutmamamız gereken nokta yapay zekayı yaratan ve geliştiren de bir insandı. Dolayısıyla ne olursa olsun insanın en özel yeteneği olan yaratıcı yönüyle bir şekilde yapay zeka savaşsa da bu savaşı daima insan kazanacaktır. Çünkü bizdeki yaratıcılık Allah’ın bize bahşettiği ilahi bir özelliktir. Yapay zekadaki hız, bilgi ve yaratıcılık ise insanın ona yüklediği kadarıyla sınırlı ve mekanik bir yaratıcılıktır. Bu durumda biz onun hızına ve yeteneklerine karşı daha yaratıcı olarak öne geçmek zorundayız. İşte tam da bu nedenle gelecekte ancak yaratıcı beyinler başarılı ve güçlü olacak gibi görünüyor.
Peki yaratıcılığımızı ortaya çıkarmak ya da onu beslemek için neler yapabiliriz?
Düşüncelerimizin sessizliğinde, ruhumuzun fısıltılarını duyabiliriz.
Mantık ve analiz her zaman doğru yolu göstermeyebilir. Yaratıcılığımızın akmasına izin vermek için sezgilerimize güvenmeyi ve içgüdülerimizin bizi yönlendirmesine izin vermeyi öğrenmeliyiz.
Çocuklar gibi oyun oynamak, yaratıcı sınırlamalardan kurtulmamıza ve yeni fikirler keşfetmemize yardımcı olabilir. Merakımızı beslemeli ve denemekten korkmamalıyız.
Hayal gücü, yaratıcı ifadenin temel taşıdır. Kitap okumak, film izlemek veya sanat eserlerini incelemek gibi hayal gücümüzü besleyecek aktiviteler yapabilir ve ilham alabiliriz.
Doğanın ritmi ve güzelliği, ruhumuzun yaratıcı enerjisini uyandırmaya yardımcı olabilir. Doğada yürüyüşe çıkıp, bir ağacın altında oturup, güzel bir çiçeği inceleyip denizin sesini dinleyebiliriz.
Minnettarlık duygusu da ruhumuzu besler ve yaratıcı enerjimizin akmasına yardımcı olur. Her gün minnettar olduğumuz üç şey yazabilir veya meditasyon yaparken minnettarlık duygularına odaklanabiliriz.
Yaratıcı potansiyelimizin sınırsız olduğunu ve her şeyi başarabileceğimize dair inancımızı korumalıyız. Kendimize, fikirlerimize güvenip, eleştirilere aldırmadan yaratıcı vizyonumuzu takip etmeliyiz.
Unutmayın, yaratıcılık bir yolculuktur, bir varış noktası değildir. Dolayısıyla bu yolculukta sabırlı olmalı ve kendimize karşı nazik olup her şeyden önemlisi, eğlenmeliyiz!
Ayrıca, ilham almak için diğer sanatçıların çalışmalarını inceleyebilir veya yaratıcı yazarlık kurslarına katılabilir, sanatın herhangi bir alanına yönelebiliriz. İç sesimizi dinlediğimizde en güzel yönlendirmeyi o bize yapacak ve yaratıcılığımızı geliştireceğimiz en doğru yolu bize ya gösterecek ya da hissettirecektir.
Geleceği ilahi yaratıcılığımızla en güzel şekilde yaratabilmek umuduyla…
Emel Uğur Kırıcı