Benden Öte Benden Ziyade

Bayramımız kime kurban oldu?
Yaşamımızın asgari boyutu, hayat standartlarını zorlamaya devam ederken artık cebimizde akrep sürüsü var. Bundan sonra neler olacağı ile ilgili çeşitli senaryolar üretebiliriz. Senaryoların dışında bir de gerçek hayatımız var. Öyle bir gerçek ki bu, mutlu olmak için sebep aratıyor. Huzurun kapısından önce kalelere çarpıyoruz.
Neden mi?
Bayram öncesi emeklilere verilen ekstra ödeme ile kaç kilo et alınabilecek? Soframızın sebze çeşitliliği azalmışken etin adını anacak halimiz kaldı mı? İnançlarımız üzerinden vaatler verilirken bayram adetlerimizi sürdüremeyecek duruma geldik. Sadece bununla da bitmiyor, kültürümüz olan yardımlaşmayı da kaybediyoruz. Komşumuz açken biz de aç yatıyoruz, o yüzden yaşam filmimizin her karesinin pozu, negatif. Maalesef!
Kendi kederimize yön olamadığımız, üç kuruşun derdine düşüp kaldığımız dünya hiçliğe doğru sürüklenirken kimseye "nasılsın?" diye bile soramaz hale geldik.
Ekonomik krizle birlikte kendi işini yapan veya serbest çalışan çoğu insan maddi, manevi büyük darbe aldı, almaya da devam ediyor. Şirketler daha talepkar ve böylesi bir dönemde para ödedikleri için kendilerini kötü hissediyorlar. Hal böyle olunca, herkes için, daha fazla çalışmak kaçınılmaz. İki sene öncesinden biraz fazla miktarda para kazanmak için iki kat fazla çalışmak gerekiyor. Bu kazancın alım gücü ise iki ila dört kat azalmış oluyor. Hem daha fazla çalışıyoruz, hem daha az harcıyoruz, hem hayattan çok daha az keyif alıyoruz. Bu kriz yönetimi hayatımızdan bir dönemi çaldı ve buna ek olarak çoğumuzun ömrünü bariz biçimde kısalttı da. Sağlık sorunları, ekonomik sıkıntı, intihar, farklı kültürlerin çatışması da ömürlerin kısalmasına sebep oldu.
Peki şimdi ne olacak?
İçimiz, dışımız karışacak mı?
Artık her şey geride kalsın, biz buralara yeni gelmedik. Hep buradaydık, geldik ve her şey bir yanda kaldı, ben en çok mahallemi özledim.
"Büyük balık küçük balığı özleye de bilirdi. Ama siz, balıkların birbirini yediği bir hikaye anlatmayı tercih ettiniz."
Ne anlatılırsa anlatılsın küçük balıkların gerçeğini değiştiremeyeceğiz. Yem olacaklar, aynı bizler gibi...
İyi haftalar.