Kiralar barınma ihtiyacını ne kadar karşılıyor? İki üç bin lira kirası olan evlerde kimler oturuyor? Kiracılar düzenli olarak bu bedelleri karşılayabiliyor mu?
Okuduğum bir haber de şöyle yazıyordu: "Amsterdam Belediye Meclisi, evini bilerek boş tutan mülk sahiplerine karşı harekete geçme kararı alıyor. Yüksek kira beklentisi veya uzun süren tadilatlar nedeniyle evlerin boş kalması, konut krizinin daha da büyümesine yol açmış. Ev sahipleri, mümkün olan en kısa süre içinde yeni bir kiracı bulmak için ellerinden her şeyi yapmak zorunda olacak. Mülk sahipleri, geçici kiralama başvurusu yapmaya da zorlanacak. Tadilat yapılacak veya yıkılacak evler de, geçici bir süre kiraya verilecek. Belirlenen sürede kiralanmayan evlerin, belediye tarafından belirlenen "piyasaya dayalı kira bedeli" üzerinden kiraya verilmesi dayatılacak. Böylece, ev sahiplerinin yüksek kira bedeli istemesi ya da daha fazla ödemeye istekli bir kiracı beklemek için uzun süre evlerini boş tutmaları engellenecek. Son yıllarda konut sıkıntısı ve artan fiyatlar nedeniyle çok sayıda kişi sadece kiraya vermek için Amsterdam'da ev satın alıyor. Bu nedenle değeri 512 bin Euro’ya kadar olan bir ev satın alan kişi, en az 4 yıl boyunca bu evde oturmak zorunda olacak. Bu düzenleme Hollanda medyasında şöyle yer alıyor: "Mal sahiplerini piyasaya dayalı bir kira karşılığında ev kiralamaya zorlayabiliriz. Pahalı kiralık evlere talep yoksa, kiranın düşmesi gerekir."
Mülkünü bu şekilde paylaşmak sosyal hayatı kolaylaştırmaz mı? İnsani duygularımız, ekonomiye ve inançlarımıza karşı ezilmiyor mu? Her konu da yıllardır manipüle edilmiyor muyuz? Kendisiyle mutlu olamayan insanların temsiliyet duyguları da zayıf oluyor. Simgesel değil de ekonomik bakmak durumun acısını bambaşka yöne çeviriyor. Yaptırılan işin bir an önce işlemesi gerekiyor. Çünkü ekonomik olarak verilen sözleri var. Ülkeyi kiraya veriyoruza kadar gidiyor simgesel anılarımız...
Tek bir yüzükle yola çıkıp dünyanın en zengin liderleri arasında yer alan biriyle elindeki tek yüzüğü elektrik faturasını yatırmak için bozduran biri hiç aynı gemide olabilir mi? Adaletin herkese eşit olduğu, gelir dağılımının adaletli olduğu günleri görmeyi hak etmiyor muyuz?
Geçen gün okuduğum bir yazıda eğitim durumuna göre mutluluk düzeyinden şöyle bahsediyor; "2021 yılında en yüksek mutluluk oranı, yüzde 54,4 ile bir okul bitirmeyenlerde görüldü. Bunu sırasıyla; yüzde 51,4 ile ilkokul mezunu, yüzde 47,8 ile lise ve dengi okul mezunu, yüzde 47,6 ile yükseköğretim mezunu ve yüzde 45,7 ile ilköğretim veya ortaokul mezunu bireyler takip ediyor." deniyor.
İçinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılar ve geleceğimizi görememek mutlu hissettirmiyor tabi. Bir çok orta yaşlı bireyin çalışmadan, üretmeden ve kendini geliştirme imkanı bulamadan yaşamak zorunda olması, çok üzücü. İmkanlar eşit değil ve bu eşitsizliği kabul etmek zorunda değiliz.
İyi haftalar.
BOŞ EV
Kiralar barınma ihtiyacını ne kadar karşılıyor? İki üç bin lira kirası olan evlerde kimler oturuyor? Kiracılar düzenli olarak bu bedelleri karşılayabiliyor mu? Okuduğum bir haber de şöyle yazıyordu: "
Yayınlanma :
21.02.2022 09:14
Güncelleme
: 21.02.2022 09:14
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: