Solo binişin bir ritmi vardır, az kişi bunu yakalayabilir…
Yıllar ilerledikçe binişinizle ilgili bazı kalıplar oluşmaya başlar, sabah erken yola koyulmalar, üzerine gün doğurmamalar, erken saatlerin mahmurluğunda daha bir dikkatli, mümkün mertebe çeyrek
depoya düşene kadar durmadan yol almalar...
Dilediğin, hoşuna giden manzarada durmak, dilediğin kadar takılmak gerekirse konaklamak, kafana
estiğinde yeni yerler keşfetmek ve bunu tek başına uygulamak alışkanlığa neden olabilir.
Yeni yerlerde yeni insanlar, tatlar ve kültürlerle
karşılaşmanın kişisel gelişiminize büyük katkıları olmaya başlar. Öyle ki sadece öğrenmeyi ve yol gitmeyi
yaşamınızın tek amacı haline getirmişsinizdir. Yaşam
gayenizin bu olduğunu işkence ile beyninize nakşetmişler gibi hissediyorsunuzdur artık.
Yüreğine dokunmadığınız, elini sıkmadığınız, sarılmadığınız birilerinin varlığı sabah erkenden yola
koyulmanızın tek sebebi haline geliverir. Daha ne
Olabilir ki düşüncesi zihninizi kemirir, sınırlarınızı biliyor olduğunuzu sanıyordunuz, oysa çok daha fazlası çıkmaya başladı ortaya. Bu halinizi daha da sevmeye
başladınız, belki eskisinden kirlisiniz ama çok daha
mutlusunuz!
Bütün bunları yalnız ilerlediğinizde hissedebilirsiniz, serin bir tepeden ovayı izlediğinizde…