Asgari hayat

Ekonomi, hayat şartlarının zorluğu ve pandemiyle mücadele ettiğimiz şu günlerde yaşamak veresiye gibi oldu. Her gün yeni gelen zamla uyanıyoruz. Nereye kadar böyle gidecek?
Mesela dedelerimiz, ninelerimiz;
- ‘kurtar kendini köyden’
- ‘memur ol’
- ‘masa başı bir işin olsun’ diyerek büyütmüşler nesillerini.
Üretin dememiş hiçbiri. Şehirlerde yaşayıp, sürekli tüketin demişler. Aslında nesillerine kötülük yapmışlar. Şehirde yaşayıp köylerde arazileri olanların artık satılacak bir yerleri kalmadı. Marketlerdeki gıdalar tüketmek için daha uygun diyoruz. Yerli üreticiye bakmıyoruz bile.
Herkes avukat, muhasebeci veya öğretmen olmak zorundaymış gibi bir algı var. Yaptığı işi seven birini gördüğümüzde görmezden geliyoruz mutluluğunu. Gelişen ve sürekli tüketmeye ağırlık veren şu çağda, biraz da üretmeye yönelmek fena olmayacak.
Her şey yoluna girecek elbet fakat bu süreç toplumda kalıcı hasarlar bırakacak. Mesela çocukların yeterli ve sağlıklı beslenmemesi yeni hastalıklara yol açacak.
Asgari refah düzeyine ulaşamamak mutlak yoksulluğu sürekli hale getiriyor. Komşu, akraba, tanıdık kim olursa olsun paylaşmak sosyal kültürümüzün parçasıdır. Toplumumuzun ekonomik, kültürel ve psikolojik yıkımı ortada. Asgari ücret senenin başında 384 dolardı, şimdi yapılan zamla 270 dolar oldu. Peki açlık sınırı ne kadar oldu?
Venezuela’yı örnek vermek gerekirse; tarihindeki en büyük ekonomik krizlerden birini yaşaması ve para birimindeki aşırı değer kaybı, birçok insanı farklı arayışlara yönlendirmiş. Bu insanlardan biri de Venezuelalı bir sanatçı olan Richard Segovia. Richard Segovia, Venezuela banknotlarını kullanarak çantalar yapıyor ve bu çantaları satarak geçimini sağlıyor. Bizler de yakında bu tarz arayışlara gireceğiz gibi gözüküyor.
Sosyal hayatlarımızda hem mental hem de ekonomik olarak sağlıklı kalmaya çalışmak çok zor. Alım gücünün azaldığı ortada. Üstüne içinde bulunduğumuz pandemiyi ve maddi krizi fırsata çevirmeye çalışan sistem içinde birey olarak kapana sıkışmış durumdayız. Paylaşacak iyi niyetimiz kalmayacak ve toplumumuzun asayişi daha fazla bozulacak gibi görünüyor.
İyi haftalar...