Değişim, hayatın doğal bir parçasıdır, ancak bu süreçle başa çıkmak bazen zor olabilir. Çoğumuz içinde bulunduğumuz olay örgüsüne alışır ve bu kısır döngüyü terk etmek istemez. Çünkü burası bizim konfor alanımızdır. Konfor alanında kaldığın sürece güvendesindir ancak gelişemezsin. Genellikle konfor alanın rahatlığı ile değişimin belirsizliği arasında kalır ve konfor alanında kalmaya devam ederiz. Çünkü değişimin getirdiği belirsizlik, çoğumuzu değişimden korkmaya itebilir. Ancak alışkanlıklarımızın esiri olmak yerine, değişimden korkmayı bırakmamız gerekir. Unutmamalıyız ki konfor alanını geride bırakmadıkça ilerleyebilmek mümkün değildir. Konfor alanımızdan çıktığımızda bilmediğimiz, yeteneklerimizi keşfederiz. Çevremizi daha fazla zenginleştirir ve yeni fırsatlar oluştururuz.
Bazen hayatımızda meydana gelen veya meydana gelecek olan değişikliklere karşı endişe ve tedirginlik yaşayabiliriz. Belirsizlik, güvensizlik bilgisizlik ve alışkanlıklara bağlılık bu korkumuzu tetikleyebilmektedir. Bu nedenle, değişiklik söz konusu olduğunda genellikle direnç gösteririz. Değişim sürecinde ilerlemek için önce görme biçimlerini değiştirmemiz gerekir. Olumsuz durumlara karşı umutlu ve olumlu bir bakış açısı sergilemek, adaptasyon sürecimizi kolaylaştırır. Yeni deneyimler ve keşifler, değişimin bir parçasıdır ve bu süreci kabullenmek, daha mutlu ve huzurlu bir hayatın anahtarını sağlar. Değiştirmek istediğimiz şeyi kolaylaştırmak için harekete geçmeyi teşvik etmek ve başarılı olmak için gereken adımları adım adım atmak önemlidir. Değişim sürecinde karşılaştığımız zorluklar karşısında destek almalı ve başarıyı teşvik etmek için pozitif yaklaşımı geliştirmeliyiz.
Klinik Psikolog Duygu Engin
www.psikologduyguengin.com