SORU 1: Demans Nedir?
Türkçe’de “bunama” adı verilen “demans-dementia”, etimolojik olarak Latince zihin anlamına gelen “mens” kelimesinden türemiş ve “demens” zihnin yitirilmesi anlamına gelmektedir. Demans, bellek bozukluğu anlamına gelmez, birden çok zihinsel fonksiyondaki bozulmayı ifade eder ve genellikle geri dönüşümsüz, ilerleyici bir durumdur.
SORU 2: Demansın Evreleri Nelerdir?
Tıp doktrininde demansta ağırlık dereceleriyle ilgili ölçütler getirilmiş ve hafif, orta ve ağır olmak üzere üçlü bir ayırıma gidilmiştir (KARAMAN; Alzheimer Hastalığı ve Diğer Demanslar, s. 6)
Hafif: İş ya da toplumsal etkiler gibi alanlarda önemli ölçüde bozulma olsa da hastanın kişisel bakımı yeterli ve yargılama yeteneği yerindedir, bağımlı olmadan yaşamını sürdürebilir, gözlemci gerekir. Orta: Bağımlı olmadan yaşayabilmekte güçlük çeker ve belirli ölçüde gözetim gerekir, refakatçi gereklidir. Ağır: Günlük yaşam etkinlikleri sürekli bir gözetim gerektirecek düzeyde bozulmuştur, az da olsa kişisel bakımını sağlayamaz.
SORU 3: Cezai Sorumluluk ve Bu Sorumluluğu Kaldıran Nedenler Nedir?
Bir kişinin, kanunun suç saydığı bir fiilden dolayı cezalandırılabilmesi için, onun sorumlu olması gerekir. Cezai sorumluluğun kabulü için, fiil ile kanun tarafından cezalandırılan netice arasındaki maddi bir nedensellik bağının varlığı yetmemekte, ayrıca fail ve fiili arasındaki manevi bir bağın bulunması da gerekmektedir ve bu bağın kurulması, failin kusur yeteneğine sahip olması ve kusurlu bir hareketinin bulunmasına bağlıdır. (DÖNMEZER / ERMAN; Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, C.2,s. 145.)
Cezai sorumluluğu ortadan kaldıran sebepler ise; Yaş küçüklüğü, (TCK madde 31), akıl hastalığı, (madde 32), sağır ve dilsizlik (madde 33), geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde olmadır (madde 34)
SORU 4: Kişinin Akıl Hastalığının Cezai Sorumluluğu Ortadan Kaldırdığının Tespiti Nasıl Yapılacaktır?
Bir kişinin ya akıl hastası olduğu, ya da olmadığı; burada önemli olanın kişinin maruz kaldığı akıl hastalığının davranışları üzerindeki etkisinin, onun algılama ve irade yeteneğini ne ölçüde azalttığının saptanması olduğu; bunu ise, psikiyatri biliminin verileri çerçevesinde uzman hekimlerin tespit edeceğini; hekimlerce yapılacak bu tespitler ışığında, akıl hastalığının somut olayda işlenen fiille ilgili kişinin cezai sorunluluğuna etkisinin mahkemece takdir ve tayin edileceği ifade olunmaktadır. Buna göre, akıl hastalığı tam veya kısmi olarak ayrılmasa da, TCK madde 32 hükmü uyarınca akıl hastalığının algılama ve davranışları yönlendirme yeteneği üzerinde ne derece etkili olduğu göz önünde bulundurulacaktır (HAKERİ; Ceza Hukuku – Genel Hükümler, s. 147)
SORU 5: Demans Hastalığının Kusur Yeteneğine Olan Etkisi Ne Olacaktır?
Günlük yaşam işlevlerinin sürdürülmesini engelleyen, ilerleyici bir beyin hastalığı olan demans zihinsel gücün tahribi veya yok olmasıdır. Öğrenme, bellek, dil fonksiyonları ve kişilik gibi zihinsel fonksiyonların bozulması ile karakterize olan, sosyal ve iş hayatını etkileyen, geri dönüşsüz ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Demansın şiddeti, hastanın içinde bulunduğu evreye göre, hafif, orta ve ağır olabilir. Demansın hafif evresinde, iş ya da toplumsal etkiler gibi alanlarda önemli ölçüde bozulma olsa da hastanın kişisel bakımı yeterli ve yargılama yeteneğinin yerinde olduğu, bağımlı olmadan yaşamını sürdürebileceği, ancak bir gözlemcinin varlığının gerekli olduğu; orta evrede, bağımlı olmadan yaşayabilmekte güçlük çektiği ve refakatçinin gerekli olduğu; ağır evrede ise, günlük yaşam etkinliklerinin sürekli bir gözetim gerektirecek düzeyde bozulduğu; hastanın kendisine bakamayacak duruma geldiği belirtilmektedir. Şu halde, görüldüğü üzere, demans hastalığı açısından, hastalığın başlangıç kısmı ile son aşaması arasında, kişinin algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği bakımından büyük farkların bulunduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla, demansın TCK madde 32 hükmü anlamında bir akıl hastalığı sayılıp sayılmadığı ve kusur yeteneğini etkileyip etkilemediği konusunda, somut olaydaki demans hastası olan failin, bu hastalığın hangi aşamasında iken bu fiili işlediğinin tıbben tespiti gerekmektedir. Demansın, etkisine aldığı hastanın akli melekelerini ve buna bağlı olarak algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini derinden etkileyen ağır evresinde, bu hastalığın TCK madde 32 f. 1 anlamında akıl hastalığı sayılması gerektiği kanaatinde olan görüşler bulunmaktadır. (MAHMUTOĞLU, Ceza Hukuku Boyutunda Epilepsi ve Demans, http://cezahukuku.istanbul.edu.tr/ders-gerecleri/tiphukuku/tiphukuku-makaleler.htm)
Nitekim, demansın TCK hükümleri ışığında akıl hastalığı sayıldığına ve kusur yeteneğini etkiler bir mahiyet arz ettiğine dair pek çok Yargıtay kararı bulunmaktadır. Doktrinde de, demans, kusur yeteneğine etki eden akıl hastalıkları arasında sayılmaktadır.
Av. Ezgi ENGİN