A-Sosyal Medya Kavramı
Sosyal Medya (Ağ) Sahipliği (Yer sağlayıcı): İngilizce karşılığı “(web) hosting-provider” teriminden dilimize çevrilen yer sağlayıcı; hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Örneğin Facebook, Youtube, Twitter vb. birer yer sağlayıcıdır.
İçerik Sağlayıcı: Bir internet sitesinin içeriğinin oluşmasına bilgi veya belge yükleme gibi yöntemlerle katkıda bulunan kimsedir. Bu anlamda blog yazarları, Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformlarında yorum yapan, fotoğraf/belge yükleyen herkes içerik sağlayıcıdır.
B-Sosyal Medya (Ağ) Sahipliği Bakımından (Yer Sağlayıcı)
1 Ekim 2020 tarihi itibariyle yürürlüğe giren YSMK m.6 ile İYDHK’ya yeni bir hüküm getirilmiş ve buna göre “Hukuka aykırılığı hâkim veya mahkeme kararıyla tespit edilen içeriğin sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesi durumunda, bildirime rağmen 24 saat içimde içeriği çıkarmayan veya erişimi engellemeyen sosyal sağlayıcı, doğan zararların tazmin edilmesinden sorumludur. Bu hukuki sorumluluğun işletilmesi için içerik sağlayıcının sorumluluğuna gidilmesi veya içerik sağlayıcıya dava açılması şartı aranmaz” denilmiştir.
Sosyal medya ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakkını ihlal edildiğini iddia eden kişiler ve/veya kurumlar, içerik sağlayıcısına (sosyal medya kullanıcısına) buna ulaşamamaları halinde yer sağlayıcıya (facebook, twitter, instagram vb.) başvurarak “uyarı yöntemi” ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebilirler. Bu uyarı yöntemi İYDHK m.2/1-r’ de düzenlenmiştir. Yayın sağlayıcı bu mecralarda yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin taleplerini en geç 24 saat içinde cevaplandırmak zorundadır. Ayrıca kişilik hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişiler doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilirler. Hâkim, kişilik hakkı ihlali kapsamında yapılan başvuruyu en geç 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı CMK hükümlerine göre itiraz yoluna da gidilebilmektedir. Hâkimin verdiği erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlali teşkil eden yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda, ilgili kişi tarafından Erişim Sağlayıcıları Birliğine müracaat edilmesi halinde bu karar bu adresler için de uygulanır.
Sosyal medya ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler ise, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna doğrudan başvurarak erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilirler. Erişimin engellenmesini isteyen kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle erişimin engellenmesi talebini talepte bulunduğu saatten itibaren 24 saat içinde sulh ceza hakiminin kararına sunar. Hâkim de vereceği kararı en geç 48 saat içinde açıklar ve doğrudan kuruma gönderir. Aksi halde erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.
Sosyal medyada paylaşılan içerikteki hukuka aykırılığın Türk Ceza Kanunu’nda yer alan;
“İntihara yönlendirme, - Çocukların cinsel istismarı, - Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, - Sağlık için tehlikeli madde temini, - Müstehcenlik, - Fuhuş, - Kumar oynanması için yer ve mekân sağlama, ve - 5816 sayılı Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanunda yer alan suçları” oluşturduğu yönünde yeterli şüphe bulunmaktaysa yer sağlayıcı bu içeriği, kamu otoritelerince haberdar edilmesi durumunda yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Sosyal medya (ağ) site sahipliği, KVKK. Anlamında (çoğu zaman) “veri sorumlusu” niteliğindedir. Kişisel verilerin işlenmesi, depolanması ve korunması doğal olarak kişilik hakkı kapsamındaki kişisel değerlerdendir. Kişiler, kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğranması halinde zararın giderilmesini talep edebilmektedir. Bu talepleri, veri sorumlusu talebin niteliğine göre en geç 30 gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandırmak zorundadır. Başvurunun reddedilmesi, başvuruya cevap verilmemesi hallerinde, kişi, veri sorumlusunun cevabını öğrendiğinden itibaren 30 gün ve her başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde KVK Kurulu’na şikayette bulunabilir.
C-Kullanıcı (İçerik Sağlayıcı) Bakımından
İYDKHK m.4/1’de “İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.” Hükmü yer almaktadır. İçerik sağlayıcısı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak başkasına ait içeriği paylaşırken ki sunuş biçiminden bağlantı sağladığı bu içeriği benimsediği ve diğer kullanıcılarında bu içeriğe kolayca ulaşmasını amaçladığı açıkça belliyse o halde sorumlu tutulacaktır.
Kullanıcının kişilik hakkı ihlal edildiği gerekçesiyle içeriğin kaldırılması için içerik sağlayıcısına başvurması ve bunun cevapsız kalması halinde bu sefer yer sağlayıcısına başvurarak içeriğin kaldırılmasını talep edebilmektedir. Bu talebinde yanıtsız kalması halinde erişimin kamu gücüyle engellenmesi yoluna başvurulacaktır. Bu sıralamama bir ön şart değildir. Kullanıcı dilerse doğrudan erişimin engellenmesi prosedürüne müracaat edebilir ve dava açabilir.
Paylaştığı içeriğin kamu otoritelerinde kaldırılması ya da erişime engellenmesi kararı karşısında içerik sağlayıcının, özellikle gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kararın kendisine bildirilmesinden itibaren derhal ve en geç 24 saat içinde ilgili içeriği kaldırması gerekmektedir.
D-Sosyal Medyada Kişilik Hakkı İhlal Edilenler Bakımından
Kişilik hakkı ihlali karşısında başvurulabilecek hukuki yollar TMK m.25 ile TBK m.58’de düzenlenmiştir. Buna göre kişilik hakkı saldırıya uğrayan ya da ihlal edilmekte olan kişi, öncelikle saldırıya son verilmesini; saldırı henüz başlamamış ancak başlama tehlikesi varsa önlenmesini ya da saldırı sona ermekle birlikte etkileri devam ediyorsa hukuka aykırılığın tespitini dava yoluyla isteyebilir. Mağdur ayrıca, anılan kararın 3. Kişilere bildirilmesini ya da yayımlanmasını da talep edebilir.
Kişi, sosyal medyada gerçekleşen saldırı yüzünden kişilik hakkının zedelenmesinden dolayı zarar görmüş ise, uğradığı manevi ve /veya maddi zararın giderilmesi amacıyla manevi ve/veya maddi tazminat isteyebilir.
Son olarak, zarar gören kişinin, hukuka aykırı saldırı yüzünden elde edilmiş kazancın kendisine verilmesine istinaden şartları dahilinde vekaletsiz iş görme hükümlerine müracaat etmesi de mümkündür.